|
|
Valinin çiçeği
Devletin kendisi bir yana ona yüklenen anlam, sorunlarımızı büyütüyor ve kaotik yaşam tarzımızın düzelmesini engelliyor. Bu kadar süslü tespiti niye yaptım? Dün, Taksim civarında sola dönmek için ışığın yanmasını beklerken, sağımda bir minibüs durdu. Trafiği altüst etmesine ve arkadan korna çalınmasına rağmen şoför gayet sakin bir şekilde camdan sarkarak "Affedersiniz, Harbiye Ordu Evi'nin girişi nerede" diye sordu. Yanlış yönde olduğunu söyleyerek, doğru yolu gösterdim. "O zaman şuradan U dönüşü yapayım" diyerek, önüme geçmek için izin istedi. Yasak olduğunu ayrıca polise yakalanabileceğini ve ileriden dönmesini tavsiye ettim. Ne dedi biliyor musunuz? "Abi bişey olmaz. Valinin çiçeğini taşıyorum" Düşünebiliyor musunuz? Adam özel minibüsüyle İstanbul Valisi veya valiliğin çiçeğini taşıdığı için kendisini ayrıcalıklı hissediyor. Trafik kurallarını çiğnemekten çekinmiyor. Polisin ise kendisini anlayışla karşılayacağına inanıyor. Dediğini yaptı. Plakasını almayı bile akıl edemedim. Hareket ederken, kendi kendime söyleniyordum. "Sen benim yerime Hıncal Uluç'a yakalansaydın, şimdi plakan gazetede olurdu. Sanırım akşam olmadan da işinden olurdun."
|