Ali Müfit Gürtuna'nın açıklaması...
Sayın Balçiçek Pamir'in 3 Mayıs 2004 tarihli SABAH gazetesinde Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Kadir Topbaş ile yaptığı röportajda benim dönemimle ilgili eksik bilgilerden kaynaklandığını sandığım bazı iddia ve eleştirilerin yer aldığını üzülerek okudum. Sayın Topbaş, "boş bir belediye" devraldığını belirtmiştir. Eğer bunu gelecek için bir mazeret alt yapısı yapmak istiyorsa buna diyecek sözümüz olmaz. Aksi takdirde bu beyanatı insafla karşılamak mümkün değildir. Şöyle ki, Sayın Topbaş "Ne kaynak ne bütçe kalmış..." diyor. Kanaatimce bu yargı eksik bilgiye dayanmaktadır. Çünkü göreve geldiğimden itibaren hep % 99 denk bütçe yapılmış, yapılan işler hep hesaba kitaba uygun olmuştur. 2002 Ocak ve 2003 yılı Mart ayları arasında bakanlık tarafından yapılan kesintiler toplamı 1 katrilyon yüz milyon TL'yi bulmuştur. Buna rağmen işleri ve yatırımları aksatmadan yürüttük. Yeni kaynaklar ürettik ve binlerce projeyi hayata geçirdik. İstanbul'un her bölgesine yeni eserler kazandırdık. Bu kadar fazla yatırıma ve bu kadar çok kesintiye rağmen dönemimde, daha önceki dönemlerden kalmış 1 milyar 400 milyon dolar borç ödedik. Seçime katılmayacağım belli olduğu halde "benden sonra tufan" mantığıyla hareket etmediğimiz için 2004 yılının Mart ayında bile eski borç taksitlerini ödeyerek, borçsuz bir belediye devretmek için gayret gösterdik. Evet, İBB, yükü olmayan, bütçesi düzgün bir kurum olarak devredilmiştir. Standart&Poor's, Moody's, Fitch gibi raiting kuruluşları tarafından yapılan incelemelerden de İBB en yüksek kredi notunu almıştır. Projelere yönelik eleştirilere gelince... Yapılan işlerde, öncelikli projeler tercih edilmiştir. Bunların hemen hemen tamamı İstanbul'un ihtiyacı olan ve çözüm üreten projelerdir. Lüksten ve israftan kaçınılmıştır. Yapılan her işin bütçe karşılığı da mevcuttur. Yeni döneme bütçesi olmayan hiçbir iş bırakılmamıştır. Kesintilerin en yoğun olduğu dönemde bile işleri aksatmadık. "Paralarımızı kesiyorlar" der, yan gelip yata da bilirdik. Çünkü bu ülkede iş yapmayan iş yapandan daha rahattır. Kaldı ki, yürüyen işlerin birçoğu bitme aşamasına gelmiştir. Sonra her proje üzerinde uzmanlarımız hassasiyetle çalışılmış, en uygun ve en ucuz maliyetli projeler yürütülmüştür. Sayın Topbaş, Karaköy-Kabataş raylı sistem projesinin 10 milyon dolara yapılacakken 25 milyon dolara mal olacağını söylemiş... Maalesef bu da yanlış bilgi. Karaköy-Kabataş raylı sistem projesi 5 milyon dolara ihale edilmiştir. Herkese açık bir ihale yapılmış, teklifler toplanmış ve en ucuz maliyet çıkaran firmaya verilmiştir. Birileri herhalde Sayın Topbaş'a yanlış bilgi vermiş, o da incelemeden, bize sormadan beyanda bulunmuş ve siz de yazmışsınız. Oysa bir telefonla, projenin nasıl ve kaç liraya ihale edildiğini öğrenebilirlerdi. Sayın Topbaş, projeyi yararsız görmemiş çok şükür, ama eksik bulmuş. Evet eksiktir. Biz de Beşiktaş'a kadar hattı uzatmak niyetindeydik. Ne var ki Dolmabahçe Sarayı'nın zarar göreceği endişesiyle Anıtlar Kurulu, proje ile ilgili kaygılarını belirtmiş, bunun üzerine Beşiktaş'ta sağlanacak entegrasyon merkezi Kabataş'a çekilmiştir. Proje, Kabataş-Taksim finiküler sistemiyle metroyla entegre edilmiş, böylece metro ile Havaalanına ulaşan Eminönü, Zeytinburnu hattının entegrasyonu sağlanmıştır. Bu sayede Metroyu kullanan vatandaşlarımız, hem havaalanına giden raylı sistem ile hem de deniz ulaşımıyla buluşturulmuş olacaktır. Tabii bu proje sayesinde Eminönü'ne de bir çeki düzen verilecektir. Eminönü'ne giden otobüsler azalacak, Eminönü meydanı, yeni düzenleme ile otobüs garajı olmaktan çıkarak dünyanın en güzel meydanlarından biri haline getirilmiş olacaktır. Hayvanat Bahçesi, Dev Akvaryum Projesi, Müzeler Sitesi, Sütlüce Haliç Kültür Merkezi, Miniatürk ve Fetih Parkı'nda uygulanan panoramik resim çalışmalarımız, İstanbul için son derece önemli vizyon ve turizm projelerimizdir. Üstelik bu projelerin tamamı geri dönüşüm sağlayacak ve kendilerini amorti edip sürekli kaynak oluşturacak eserlerdir. ALİ MÜFİT GÜRTUNA
|