| |
|
|
Tarihi alaya alırsanız "Tarih Mühendisleri" kızar!
SABAH'ın Günaydın'ında, Kenan Taşkın ve Sinan Aydın'ın bir haberi vardı. Buna göre Erzurum Özel İstiklal Dershaneleri'nde, tarih öğretmeni Sıddık Karagöl, öğrencilerine bir test denemesi yapmış. Bu test denemesinde, tarihle matrak geçmiş... Bazı sorular ve cevap şıkları şöyleymiş: 1- Vahdettin İstanbul'dan giderken ne demişti? a) Yıkılmadım ayaktayım. b) Gidiyorum bütün aşklar yüreğimde. c) Gidişim suskun olmuştu, ama dönüşüm muhteşem olacak. d) Tek tek ağardı bak saçlarım. 2) Atatürk kaçan Yunanlılar için ne demişti? a) Akdeniz akşamları bir başka oluyor, hele bir de günlerden 30 Ağustos ise. b) Hoplayıver çekirge, zıplayıver çekirge. c) Kız ben sana demedim mi karşıki dağlar cenderme. d) Namus belasına gardaş döktüğümüz kan bizim. 3- Kanuni, Hürrem'e hangi türküyü söyletmişti? a) Bu kız beni görmeli. b) Aman desinler desinler şeker yesinler. c) Uçacaksın, uçacaksın, havalarda uçacaksın, ayağını yerden keseceğim senin. d) Çabuk olalım aşkım her şeyi paylaşalım. Tarih öğretmeninin tarihle matrak geçen test soruları ve cevap şıkları böyle uzayıp gidiyor. Peki sonra ne olmuş? Habere göre, öğrenciler ve velileri öğretmeni resmi ve gayri resmi makamlara şikayet etmiş. Milli Eğitim Müdürlüğü soruşturma açmış. Dershane, öğretmene maaş kesme cezası vermiş. Öğretmen Sıddık Karagöl de "Amaç tarihle dalga geçmek değildi. Sınav öncesi öğrencileri güldürüp, stres atmalarını amaçladım" demiş. Ne yapsın ki? Türkiye'de "Ağır ol molla" kuralının dışına çıkmayı denemek tehlikelidir çünkü. Bu yüzden en fazla tekrarlanan tekerlemelerin başında "Güleriz ağlanacak halimize" gelmez mi? Acıklı filme giden hanımların, ertesi gün "Dün bir ağladık, bir ağladık. Çok eğlendik" dediklerini hiç duymadınız mı? Bu tarih öğretmeni, aslında, öğrencilerine "Tarih"in soğuk ve korkulacak bir ezber dersi olmadığını anlatmaya çalışmış. Ama "İdeolojik Tarih" tutkunu olan velilerin ve eğitim sorumlularının, bunu kabul etmeleri mümkün değildir. Yavuz Sultan Selim'in de aşık olup, şiir yazması, erkekliğe ve tarihe yakışır mı? "Şirler pençe-i kahrımda olurken lerzan Beni bir gözleri ahuya zebun etti felek. Bir cihan fatihi, böyle şey yazar mı? Olsa olsa, Baltacı, Katerina'yı çadıra atar. Veya Murat Bardakçı'nın da hatırlattığı gibi, Abdülaziz, Fransız İmparatoriçesi Öjeni ile, Beylerbeyi Sarayı'nda halvet olur. Veya Fuat Paşa, sofra örtüsüne kırmızı şarap döken Batılı hanımı, "Adetinizdir" diye bozar. Abdülhamid'in, Küçük Sait Paşa'nın gırtlağına kitap açacağının ucunu dayayıp, ondan sadaret mührünü zorla geri alması, olsa olsa bir istifa ettirme yöntemidir. Erzurumlu öğretmen, öğrencilerine tarihi sevdirmeyi denemiş. "Tarih Mühendisliği" yapsa, bunlar başına gelir miydi? Mesela şöyle bir soru ve şöyle şıklar yazsaydı: 1- Osmanlı İmparatorluğu neden çöküp, dağıldı? a) Savaş meydanlarında kazanılanlar, müzakere masalarında verildi. b) Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur. c) Zaten Batı hep Türkiye'yi bölmek ister. d) Karen Fogg'un büyük ninesi de, Osmanlı'daki işbirlikçileri devreye sokmuştu. Veya Kıbrıs'ı tarih çerçevesinde güncelleştirip, şöyle bir soru ve şıklar oluştursaydı. 1- Kıbrıs'taki referandumda Türkler neden evet dedi? a) Denktaş'ın kıymetini bilmedikleri için. b) Zaten Kofi Annan da, Yunan yanlısı bir zencidir. c) Kızının başını boş bırakırsan, ya davulcuya ya zurnacıya varır. d) Rumlar'ı mahcup etmek için. Ey tarih öğretmenleri! Siz siz olun, sakın tarihi alaya almayın. Alaya alınabilecek tek şey bugün!
|