|
|
İyi bir yıl için Kıbrıs'ta işlem tamam, sırada ABD faizi ve AB var
Ekonomide üstüste iki yıl devam eden iyileşmenin devamının gelmesi ve normalleşmenin iyice yerleşmesi için bu yıl aşılması gereken bazı ana eşikler vardı. Bir kaç aydan beri Kıbrıs'la yattık Kıbrıs'la kalktık. Şimdi bu olayı geride bıraktığımıza göre, ekonominin, mali piyasaların ve 2004 yılının durumuna daha uzun vadeli bakabiliriz. * Kıbrıs, AB için bir artı- Kıbrıs'ta referandumda Türk tarafının Annan Planı'na evet demesiyle bu eşiklerden biri daha başarıyla atlatıldı. Artık Türkiye'nin AB yolunda Kıbrıs çözümsüzlüğü engeli yok. Aksine Rum tarafının hayır demesinin de sonucu olarak çözümü isteyen ve bunu zorlayan taraf olarak hem KKTC ekonomik izolasyondan kurtulacak, hem de Türkiye dış politika alanında net bir başarıya imza atmış olacak. Kıbrıs'ta ortaya çıkan durumun mali piyasalar ve ekonomi için en önemi yanı, yılsonunda AB kapısının aralanmasında Türkiye'nin artılarından biri haline gelmesi. Bu yönüyle olumlu bir gelişme. Ancak daha önce anketler ortaya koyduğu için mali piyasalarda "Bir evet, bir hayır" fiyatların içine girmişti. Bu anlamda sürpriz yok, olumsuz şok da. Eğer piyasalarda bir hareket olacaksa, bu, hükümetin AB konusunda atacağı yeni adımlara, Kıbrıs sorununun ardından siyasi, ekonomik reformlara hızla girmesine bağlı olacak. * Seçimin ekstra yükü yok- Ekonominin bu yıl atlayacağı bir eşik de seçimlerdi. Seçim ekonomisinin dozu kaçırılarak bütçe hedeflerinden ve ekonomik programdan sapılıp sapılmayacağı, sapılırsa seçim sonrasında işlerin yeniden toparlanıp toparlanmayacağı önemli bir riskti ve 2004 yılı performansını etkileyecekti. 8 Nisan'da açıklanan üç aylık bütçe sonuçları, 2004 yılında hedeflerden bir sapma olmadığını, seçimin ekstra bir yük getirmediğini ortaya koydu. Yılbaşında asgari ücret ve sonrasında emekli maaşlarına yüklü zamma bazı kamusal ürünlere zam yapılarak ve ödeneklerin kısılmasıyla kaynak bulundu. Hükümet, seçim öncesinde bu zamları yaparak ve IMF'nin 7. Gözden Geçirme için bazı şartları yerine getirerek, programdan sapmadı. * NATO zirvesi etkisi- Yılbaşında hesapta yoktu. Ancak ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi ile Türkiye daha da önemli hale geldi. Türkiye'nin Büyük Ortadoğu Projesi içinde kendine biçilen rolü kabul edip etmeyeceği bu zirveyle netleşecek. Burada yapılacak tercih aynı zamanda Türkiye'deki asker-sivil dengesini de etkileyebilir. Projenin kabülü askerlerin etkisini artırabilir. Aynı zamanda Türkiye'nin AB nezdindeki önemini de. AB kapısının aralanmasında NATO'nun Türkiye toplantısının ve Büyük Ortadoğu Projesi'nde üstleneceği rolün payı olacak gibi görünüyor. Bu yönüyle Haziran sonunda İstanbul'da yapılacak Nato Zirvesi'nin mali piyasaları olumlu veya olumsuz etkilemesi beklenebilir. * AB heyecanı sürer mi?- Türkiye, Kıbrıs'ta attığı adımla AB'den tarih almak için hanesine bir artı daha yazdırdı. Ancak tarih verme aşaması yaklaştıkça AB'nin tutumu giderek netleşecek. Aralık ayında tarih verilip verilmeyeceğini ya da özel statü gibi bir çözüme zorlanıp zorlanmayacağını, Türkiye'nin üyeliğine karşı olan ülkelerin gücü belirleyecek. Avrupa Parlamentosu seçimleri nedeniyle bazı çatlak seslerin gelmesi önümüzdeki haftalarda umut kırıcı olabilir. Bu nedenle AB etkisi bir süreliğine bir ölçüde zayıflayabilir. Bu sırada ABD faiz etkisi öne geçebilir ve piyasalar dalgalanabilir. Ama şu ana kadar geldiğimiz aşama, ekonomide üçüncü iyi yılı yaşama ihtimalinin yüksek olduğunu gösteriyor. Bir kötülük olacaksa da, AB kaynaklı olacak ve gelecek yılı etkileyebilecek. Seçim ve Kıbrıs eşiklerinden sonra sırada FED'in faiz artırımı eşiği var. Bunun ardından son ve en büyük eşik AB gelecek. Piyasalarda risk de, beklenti de bitmeyecek. * Sonuç- "Dağına dayandın, karına da dayan" Türk Atasözü
|