Kurtuluş Türkiye'yi satmakta!
Döviz açığı vermek Türkiye ekonomisinin en önemli sorunlarından biridir. genelde ihtalatımız büyük, ihracatımız küçüktür. İhracatın ithalatın yarısına düşmesi halinde büyük kriz çıkmaktadır. İşsizlik ise en önemli sorunumuzdur. 1997'den bu yana yeni istihdam yaratılamıyor. 1996'dan beri nüfusumuz 8 milyon artarken, çalışan sayısı 20.4 milyonda yerinde sayıyor. Türkiye'nin yurtdışında önemli bir tanıtım sorunu vardır. Türkiye'de çevre, kültür, tarih talan edilmekte, korunamamaktadır. Bütün bunların ilacı turizmi geliştirmekten geçmektedir. *İktidarın anahtarı- Turizm Haftası nedeniyle rakamlar ortaya konuldu. Bu yılın ilk üç ayında Türkiye'ye gelen turist sayısı yüzde 43 artmış. Bakanlar Kurulu'nda konu ele alınmış. Bu yılki turizm gelirinin 11.5 milyar dolara çıkacağı bekleniyor. Bitişikteki grafikte yer alıyor, geçen yılki rakamdan yaklaşık 2 milyar dolar fazla gelir sağlanacak. Turizm gelirinin artması, dış ticaret açığından kaynaklanan olumsuz etkiyi azaltıyor. Yine Turizm Haftası nedeniyle öğreniyoruz ki, yeni bir yatırım hamlesi başlatılmış. Bunlar olumlu gelişmeler. Ancak bunlar turizmdeki potansiyeli kullanmaya yetmez. Üstelik, Türkiye'de üç dönem, yani 15 yıllığına iktidara talip olduğunu belirten Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın işsizliği azaltmadan bunu başarması da, hemen hemen imkansızdır. Geçmiş deneyimler Türkiye'de işsizliği azaltamayan hükümetlerin iktidarlarını koruyamadığını gösteriyor. İşsizliği azaltanlar ise ikinci dönem seçilmeyi başarmışlar. *Siyasi irade gerek- Sanayi yatırımları hem dünya konjonktürü hem de Türkiye'de yatırım ortamının kötülüğü ve girişimcilerin cesaretlerinin kırılmasından dolayı yavaşlamıştır. Sanayinin işsizliğe bir çözüm olmayacağını bizzat sanayiciler belirtiyor. Çözüm, hizmet ve özellikle turizm sektöründeki yatırımlardan geçiyor. Bu sektör, konaklamadan ulaşıma, alışverişten gıdaya 38 alt sektörü besliyor. Teknoloji ve sermaye yoğun bir yatırım değil. Türk iş adamlarının uluslararası ortaklıklar kurmadan altından rahatlıkla kalkabilecekleri yatırımlar. Ancak bunun için hükümetin siyasi iradesini ortaya koyması, Türkiye'nin dünyada rekabet üstünlüğü sağlayacağı tek sektör olan turizme gereken önemi vermesi, belli bir planlamayla turizm altyapısını kurması gerekiyor. *Turizm merkezleri-Türkiye'de tarih fazlasıyla var. Bizans eserleri dünyada başlı başına bir turizm kaynağı olabilir. Bunun altyapısı için harcanacak kaynaklar uluslararası piyasalardan bulunabilir. Bizans turizmi ile İstanbul ve çevresi, bugün Türkiye'nin çektiği turisti tek başına çeker hale gelebilir. Bir o kadar turist de, Kapadokya bölgesi çekebilir. Bu potansiyeli var. Antakya'dan başlayıp Gaziantep, Şanlıurfa, Nemrut, Mardin, Diyarbakır, Hasankeyf gibi birbirini tamamlayan Güneydoğu turu, ortak pazarlanabilir ve büyük ilgi görebilir. Karadeniz doğa, macera, folklor ve kültür turizminin merkezi olabilir. Akdeniz ve Ege'de zaten var olan altyapı daha geliştirilebilir. Bunları arka arkaya eklersek, yılda 50 milyon turist çekmek ve 50 milyar dolarlık gelir sağlamak işten bile değil. *Çehresi değişir- Bu projeler çoğaltılıp yürürlüğe konuldukça, emek yoğun sektör olarak turizm, Türkiye'nin işsizlik sorununa çare olur. Türkiye'nin tarihi eserleri, kültürel zenginlikleri ortaya çıkar ve çehresi değişmeye başlar. Turizm şemsiyesi altında Anadolu'nun çoğu kentinde ticaret de, sanayi de canlanır. Türkiye'nin kurtuluşu sanayi üretiminin yarısını dünyaya satmasından, turizm gelirlerinin de ihracatı yakalamasından geçiyor. Kısaca Türkiye'nin kurtuluşu turizmi pazarlanmasında yatıyor. *Sonuç- "Kaderiniz karar anlarınızda biçimlenir" Anthony Robbins
|