Devletin borcu artarken, borçların sürdürülebilirliği nasıl iyileşiyor?
İç ve dış borçların artmasına karşılık devlet borçlanmasının sürdürülebilirliği giderek iyileşiyor. Hazine'nin yeni açıkladığı verilere göre, kamu kesiminin net borç stokunun milli gelire oranı yüzde 79'dan 9 puanlık azalmayla yüzde 70'e indi. Bu sevindirici bir gelişme. Yüzde 70'lik düzey, daha iki yıl önce yüzde 91 idi. Dış borçlar geçen yıl 130.9 milyar dolardan 147.3 milyar dolara, iç borçlar 91.7 milyar dolardan 139.3 milyar dolara yükseldi. Sadece iç borçta 50 milyar dolarlık artış var. O zaman nasıl oluyor da borçların sürdürülebilirliği iyileşiyor? Bunun yanıtı bitişikteki tabloda yer alan dört ayrı değişkenin seyrinde yatıyor. Borçların sürdürülebilirliği şu dört değişkene bağlı. 1- Milli gelirin büyümesi: 1994'ten 1998'e kadar kamu net borcunun milli gelire oranı yüzde 45 düzeyinde stabil kalmış. Yani diğer yılların tersine bir kötüleşme olmamış. Bunu aynı yıllarda sağlayan tek değişken var, milli gelirdeki büyüme. 1994'te 130.9 milyar dolar olan GSMH her yıl yükselerek 1998 yılında 205.8 milyar dolara çıktı. 2- Faiz dışı fazla: 2001 krizi sonrasında milli gelirde artış yanında yüzde 6.5 faiz dışı fazla verilmesi hedeflendi. Gerçekleşme de bu orana yakın düzeylerde olunca borçların çevrilmesi biraz daha kolaylaştı. Bütçede faiz dışında verilen fazla kadar borç yükünde azalma oluyor. 3-Reel faizin düşmesi: Borçların milli gelire oranını düşüren başka bir değişken reel faizler. 2001 sonrasında Hazine ihalelerinde gerçekleşen ağırlıklı ortalama faizler yüzde 20'li rakamlardan yüzde 10'lu rakamlara indi. 4- Döviz kurunun düzeyi: Kamu borçlarını etkileyen başka bir değişken de döviz kuru. Çünkü dış borçlar döviz üzerinden, iç borçların da yaklaşık yarısı dövize endeksli. 2001 sonrasında kurların artış hızı kesildi ve hatta 2003 yılında şimdiye kadar görülmediği şekilde eksiye döndü. İşte 2003'te kamu borcu üzerinde asıl iyileşmeyi yapan da, kurlardaki bu düşüş oldu. Zamana ihtiyaç var Milli gelirde 60 milyar dolarlık artış, kur ve faizde gerileme, faiz dışı fazla verilmesi gibi dört faktörün dördünün de olumlu olması, iç borcun 50 milyar dolar artışını karşıladığı gibi, borç sürdürülebilirliğini iyileştiriyor. Henüz iyi noktada değiliz. Ama ilk kez üç yıl üst üste borç yükü azalıyor. İyiye doğru gidiyoruz. Borçlar mutlak olarak düşmese de olur. Büyümeyi sürdürür, reel faizleri düşürür, kurlar istikrarlı gider, bütçede faiz dışı fazla verirsek ve bunu üç-dört yıl sürdürürsek, kamu borçları büyük bir sorun olmaktan çıkabilir. Net kamu borcunun milli gelire oranı da, AB standardı olan yüzde 60'ın altına inebilir.
Sonuç-"Sarı inek, yeşil ot yiyip beyaz süt veriyor" Türk Atasözü
|