Karadeniz'de gemilerim battı
Çok üzgünüm. Çünkü milliyetleri, gemilerinin bayrağı beni hiç ilgilendirmiyor ama geçtiğimiz günlerde Karadeniz'de gemilerim battı, denizcilerim boğuldu. Olayı ilk olarak televizyonda duydum. Karaya düşen gemi haberinin içinde sıradan bir şey gibi duyurdular "Gemiyle irtibat kurulamıyor" diye. İçim birden cız etti. "Eyvah" dedim "kaynadılar galiba..." Şimdinin imkanlarıyla haberleşememenin imkanı yoktu çünkü. VHF var, SSB var, cep telefonu var. Var oğlu var... Fırtına nedeniyle boğazı kapatmıştık. O denizlerle boğuşa boğuşa İstanbul'a ulaştığını sanan, gemilerine "tamam kızım sık dişini, şunun şurasında yarım saat sonra kapağı boğaza attık mı paçayı kurtardık" diyen denizcileri bir anda kendi kaderleriyle baş başa bırakmıştık "Yassah hemşerim" diyerek. Sonuçta İstanbul Boğazı'nın ağzına kadar gelen altı gemiden üçü hasar gördü, ikisi karaya düştü, biri 20 adamıyla birlikte kaynadı gitti... İnsana söylerken nasıl da sıradan geliyor bu sözler. 20 denizciyi yuttu Karadeniz. Bu kadar basit.... Bu olay Karadeniz'in ne ilk acımasızlığı olacak, ne de son... Onunki malum da bu iş bize hiç yakışmadı. Bu 20 adamın kaybından ben gerçekten utanıyorum. Yahu bu adamlar bizim kapımıza kadar gelmişlerdi. Ve biz gelir bir yere çarpar filan diye bu yirmi adamı Karadeniz'in azgın dalgalarıyla baş başa bıraktık... Dalga yüksekliği 4 metreyi geçmişti diyorlar... Siz hiç dört metre dalgayı gözünüzün önüne getirebiliyor musunuz? Hem de o kış gününde... Rüzgarın adamın yüzünü bıçak gibi kestiği, serpintilerin insanın derisini delip taaa kalbine saplandığı bir havada hiç denize çıktınız mı? Şimdi aramızdan kim bilir ne kadar haklı olduğumuzu söyleyenler, yazanlar çıkacaklar. "Deniz hata yapanı sevmez" diyecekler... "Bu havada denize çıkılır mı?" diyecekler... "Bu gemiler hiçbir standarda uygun değildi" diyecekler... Ama hiç kimsenin aklına o adamların, o gemicilerin ekmek parası peşinde, o imkanlara rağmen denize kafa tutmaya çalışan, sonuçta armatörün dediğini yapan garibanlar olduğu gelmeyecek... Eskiden kara kara düşünenlere "Hayrola Karadeniz'de gemilerin mi battı?" diye sorarlardı. Şimdilerde gemilerin boylarının büyümesi, teknik imkanların artışı ve de en önemlisi meteorolojik bilgilere önceden ulaşılabilmesi Karadeniz'de deniz kazalarını buna bağlı olarak da bu sözleri de unutturmuştu. Başkasını bilmem ama bu günlerde ben gerçekten de kara kara düşünüyorum. Çünkü, Karadeniz'de gemilerim battı, gemicilerim kayboldu...
|