| |
|
|
Türkler ve Rumlar
Yıl 1914. Birinci Dünya savaşı patlamak üzere... Olay, Türkler'le Rumlar'ın yüzyıllardır bir arada yaşadıkları bir Ege kasabasında geçer. Timo, amcasının sabun fabrikasını işletmektedir. Bir sabah, bir Türk girer içeri. Hafifçe eğilip, Türk usulü, elini göğsüne, ağzına ve alnına götürmek suretiyle selam verdikten sonra, - Ben Bursalı İsmail Ağa'yım, Yorgaki Efendi nerede, diye sorar. - Öbür dünyada, cevabını verir Timo. - Öldü mü? Ne diyorsun! Vah vah, yerine kim bakıyor peki? - Ben bakıyorum efendim, emriniz? - Ödemek için geldim, der Türk. - Neyi ödemek için İsmail Ağa? - Eski bir borcum vardı da onu. Şimdi biraz para geçti elime, geciktiğim için özür dilerim. Aramaya koyuldu Timo... Sonunda yorulup: - Defterlerin hiçbirinde borçlu gözükmüyorsun ağam... Merhum senin adını silmiş olmalı. - İyice ara oğlum. Gözlerini dört aç da ara...İntizamlı bir adamdı Yorgaki efendi. Üstelik ufak bir meblağ değildi benim borcum, mutlaka bulacaksın. Timo, bütün çekmeceleri karıştırıyor ama bulamıyordu. - Bir de aşağıdaki ambarda eski defterler var, yarına kadar müsaade et da bakayım, dedi. Ertesi gün Türk gene karşısındaydı. İşini kolaylaştırmak için ben kendi defterimle geldim, dedi. - Lüzum yok İsmail Ağa buldum işte... - Aferin! Tastamam yazılmış işte gördün mü? İsmail Ağa deri kuşağından bir kese çıkartıp çözdü, ipini havada raks ettirerek bir avuç altın lirayla mecidiyeleri çekti içinden, mermer tezgahın üzerine atıp saymaya koyuldu. Borcu kapanmış olduğu halde sayıyordu. Ne yapıyorsun, dedi Timo... - Bunlar da faizi... Ben borcumu vaktinde ödemedim. Nankör olmadığım gibi namussuz da değilim. Sadece İsmail Ağa değildi böyle davranan. Aslında Türkler de bizim dostluğumuza muhtaçtı. İki halk, aynı topraklar üzerinde bir arada doğup büyümüştük ve yüreğimize sorarsanız, ne onlar bizden nefret ediyordu, ne de biz onlardan... Not: Kıbrıs'ta referandum tartışmaları üzerine, sizlere, Dido Sotiriyu'nun, 1982'de Abdi İpekçi dostluk ödülünü almış olduğu, Benden Selam Söyle Anadolu'ya isimli kitabından bir alıntı yaptım. Yorumu, okuyucunundur.
|