| |
Tabipler Odası nereye gidiyor?
İstanbul Tabip Odası'nın bugün genel kurulu var. Bir kısım hekim oy kullanacak ve yeni bir yönetim belirlenecek. Üç ayrı grup oluşmuş, birbiriyle çeki- şecekler "iktidar" için... Oysa, hekimlerin çoğunluğu şaşkın ve küskün... Çünkü Oda, izlenen yönetim üslupları bakımından hekim çoğunluğuna çoktan yabancılaştırılmış durumda... Tabip Odası, hekimlerin meslek örgütü... Burası, hekimlerin çalışma koşullarının, özlük haklarının, sosyal ve yasal sorunlarının, ülkenin genel sağlık politikalarındaki "aksaklık ve eksikliklerin" tartışılacağı, mantıklı ve uygar çözümlerin üretilerek, üyelerinin daha insanca ve onurlu bir ortamda görev yapmalarını "arayacak" bir örgüt... Gelin görün ki, Oda'nın iktidarına talip grupların hemen hepsi, seçim söylemlerini "Türkiye'nin genel siyasetlerine", "milli hedeflere" ve sair "politik ve ideolojik farklılıklara" oturtmuş görünüyorlar. Elbette hekimler de, ülkenin genel siyasi gidişatına duyarlı olacaklardır. Bu demokratik bir haktır... Fakat bir Tabip Odası yönetiminin son tahlilde, bu derece politik ve ideolojik ayrışması, on binlerce hekimin mesleki çıkarlarına ve sorularının çözümüne "elverişli" bir ortam yaratmaz. Bir meslek örgütü, evvelemirde, üyelerinin hemen tamamını, bünyesinde heyecanlı ve sıcak bir biçimde birleştirmenin "mesleki yöntemlerini ve arayışlarını" çizgi edinmeli. Politik ayrılıklar temelinde, üyeleri bölen, küstüren, örgütten uzaklaştıran ve binlerce hekimi "so- ğutan" yöntemler, önce hekim yığınlarına, sonra da doğru hizmet bekleyen vatandaşa haksızlık yaratır. Türkiye'nin henüz dörtbaşı mamur bir "Sağlık Yasası" bile yok... Hekimi, güvence ve huzur içinde çalıştıracak, sair sağlık personelinin de haklarını gözetecek, böylece ülkede sağlık sektörünün rehabilitasyonunu gerçekletirecek arayışlar yerine, politik arayışları ön planda tutan "çatışmalar" sektöre zarar vermekten öteye anlam taşımaz. Gönül isterdi ki, binlerce hekim, bu çizgi etrafında kenetlenmiş tek bir yönetim anlayışı etrafında gitsin genel kurula ve güçlü bir "Oda Yönetimi" oluştursun. Meslek örgütleri, bir avuç "ideoolog", sosyal ve politik olarak beslendiği kavanoz olmaktan çıksın. En iyi yetişmiş erbab-ı meslek bile bir "mesleki arayışlar" çerçevesinde birleşemiyorsa, orada bir yanlış var demektir. Sağlık sektörünün sorunları, Türkiye'nin bugün birinci sorunudur. Öksüz ve kimsesiz bırakılmış hekim yığınları, solcu, sağcı, ümmetçi, millici veya Amerikancı şeklindeki "gayri mesleki" ayrışmalara daha ne kadar tahammül edebilirler?
|