En güzel hediye
Evinde bir CD çalar olan arkadaşınıza ziyarete giderken herhalde götürülebilecek en güzel hediyelerden biri, iyi bir CD olmalı. Gerçi iyi bir içki de tercih edilebilir kuşkusuz ama zevkle dinlenilecek bir CD, uzun yıllar arşivde kalacağı için daha kıymetli olacaktır, bana göre. Özel zevklere daha fazla hitap ettiği için, çok popüler olanlar dışında kendi zevkinize uygun bir CD seçmek biraz riskli. Bir cazsever olarak arkadaşınızı tanısanız da karar vermek hiç kolay değil. Kendimden örnek vereyim; Fransız sanatçı Jacques Lousier yaklaşık 35 yıl önce, ilk Bach çeşitlemelerini kendi düzenlemesiyle plak yapmıştı. Beğenen de oldu beğenmeyen de...
Aradan yıllar geçti, Telarc firması adına 90'lı yıllar boyunca aralarında Bach, Haendel, Beethoven ve çeşitli barok sanatçılarının da yer aldığı çeşitli bestecilerin yapıtlarından yaptığı düzenlemelerle, piyano bas davul transkripsiyonlarını hazırladı. Sonuç parlak ve başarılı olamadı. Ben bu CD'ler içinde bir ölçüde Haendel ve Debussy yorumlarını dinlenebilir buldum. Arkadaşlarımın çoğu bayıldı bu düzenlemelere. Bu kişisel bir zevktir. Demek ki ben klasik müzik ile cazı tamamen farklı kategoriler olarak ayırmışım. Kulağım birbirine karışmış bu iki tarzı kabul etmiyordu. Seçim yapmak klasik müzikte daha da zor. Arkadaşınızın arşivinin büyüklüğüne göre karar verecekseniz sonra da hangi dönemi ya da besteciyi sevdiğini... Klasik müzikte dönemler genel olarak şu sırada birbirini izler; 1 Barok öncesi rönesans çok sesliliği 2- Barok dönem 3- Klasik dönem 4- Romantik dönem 5- Neo klasik dönem ve devamında çağdaş dönem. Bu saydıklarımın dışında da kendi aralarında bölümlere ayrılan nice akımlar var. Peki klasik müzik? Klasik müziği seven ve dinleyen, konserlere giden, arşivi de zengin olan arkadaşlarınıza bir şişe iyi şarap götürmek en iyisi. Farklı dönemleri seven öteki dönemleri pek umursamayan bir müziksevere sevdiği dönemlerden çok yeni çıkan bir CD uygun olacak ve onu mutlu edecektir, kuşkusuz..
Günümüzün dinleyicileri yine 50'li yılların ünlü solistlerinin plaklarını tercih edebilir. Ama buna karşılık son yıllarda o kadar ünlü yorumcu, o kadar farklı çalışmalarla değişik eserleri piyasaya süren sanatçılar var ki, bunları dinleyip çok iyi bir şekilde kaydedilmiş eserlerin tadına varmak çok zevkli oluyor. Maxim Vengerov, Vadim Vepin gibi genç ve sönemli kemancılar, Lang Lang gibi piyanistler, sayıları her geçen gün artan Gergiev ve Pakkonen gibi ünlü şefler, Yo Yo Ma gibi ünlü çellocular günümüzün büyük yıldızları. Klasik müziği sevmekle beraber, arşivi çok zengin olmayan dostlarınız için klasik ve iyi yorumlanmış eserler arasında seçme yapmak zevkli olacaktır.
Bunun için Bach'ın, Beethoven'ın, Mendelson'un, Çaykovski'nin, Brahms'ın keman konçertoları, aynı sanatçıların piyano konçertoları, klasik müziğin en bilinen valsleri, sonatları, trioları ve kuartetlerinden seçme yapmak zor olmamalı. Operaları, baleleri yabana atmayın. Operalardan korkmamak lazım. O kadar seçkin, evde dinlenebilir melodiler var ki o operanın hacminden korkup almamak büyük hata olur. Baleler için zaten söylenecek çok fazla şey yok. Coppellia, Fındıkkıran, Kuğu Gölü, Giselle balelerini, bu eşsiz müzikleri istediğiniz zaman evinizde dinleyebilmek ne büyük bir mutluluk!
Önemli olan bu kalıcı yapıtlarla, klasik müzikle, cazın yaşamasına katkıda bulunmak. Unutmayın, yalnızca ülkemizde değil dünyada da klasik müziğe meraklı genç insan sayısı azalıyor. Bunu önleyerek genç insanları klasik müzik ve caza yönlendirebildiğimiz zaman bana kalırsa görevimizi yapmış oluruz. Çağdaşlık, bu mutluluğu yaşayabilmekte saklı.
|