Dev bir opera daha
1854 doğumlu Leos Janacek, müzik tarihinde, şöhreti yaşamının son yıllarında bulabilen bestecilerden biri. Ulusal Çek Operası'nın temsilcilerinden biri olan Janacek'i müzikseverler yaşamının son yıllarında yazdığı 1 ve 2 numaralı yaylı çalgılar dörtlüsüyle tanırlar. "Kreuter Sonata" ve "Intimate Letters" ile de... Ama asıl Janacek'i ölümünden (1928) çok uzun yıllar geçtikten sonra "Jenufa" operası ile çok fazla müziksever tanımaya başladı. O dönemin şanssız operalarından biriydi. Hem müzikler güzel hem de hikaye çok orijinaldi. Karşılıksız aşklar bu operada çok farklı bir bakışla sahneleniyordu. O yıllarda besteci Brno'da yaşıyordu. Operasını burada üzerinde düzeltmeler yaparak defalarca sahnelendi. Ama eserin Avrupa'ya da gidebilmesi ancak Prag Operası'nda sahnelenmesiyle mümkündü, bu da çok kolay olmayan bir süreçti. Prag Ulusal Operası'nın müdürlüğünü yapan aynı zamanda kendisi de besteci olan Kovarovic'in onayını alması gerekiyordu. Ancak Kovarovic farklı nedenlerden dolayı operanın bu haliyle yayınlanamayacağını Janacek'e bildirdi. İkisi arasındaki tartışma yıllarca sürdü. Sonunda Kovarovic'in dediği oldu. Yeni orkestrasyon çok daha etkili, romantik ve Prag dinleyicisinin alıştığı türdendi. Kovarovic eseri başarıyla yönetti ve Jenufa'nın ünü 1915 yılında operanın ilk sahnelenmesinden sonra giderek yayılmaya başladı. Bu eserin Avrupa'ya da çıkması demekti. Yazar Max Brod'un tercümesi eserin başka ülkelerde de sahnelenmesini çabuklaştırdı. Eserin 1928 yılında Janacek'in ölümüne kadar 70 değişik prodüksiyonu yapılmış, 2. Dünya Savaşı döneminde bile Almanca konuşan ülkelerde bu esere ilgi devam etmiştir. Eser yıldan yıla bazı değişikliklere uğramış, 1981'de Sir Charles Mac Kerras 1913 yılındaki orijinal versiyona dönmüş ve o günden bu yana opera yeniden ünlenerek dünya operaları arasındaki seçkin yerini almıştır. Jenufa'nın bu kadar beğenilmesinin önemli nedenlerinden biri de müziklerinin yanı sıra özellikle kadın izleyicilerin merakla takip ettikleri bir konusunun olması. Çek yazar Milan Kundera, bu opera ile ilgili şunları yazmıştı. "Bestenin kendisinden daha küçük olan Puccini'nin ve Richard Strauss'un eserleriyle arasında büyük bir fark olmadığını hatta bu operanın zaman zaman Ulusal Çek Operası'nı başarıyla temsil etmesi açısından üstünlükleri olduğunu da görüyoruz. Onu büyük romantikler arasında görebiliriz. Ürettiklerinden zaman zaman hoşnutluk duymaması ve titizliği nedeniyle yakılmış, yırtılıp atılmış pek çok partitürleri vardır. Yaşamı boyunca değeri bilinmeyen tanınmayan bir besteciydi. Jenufa'nın prömiyerinden sonra bu tanınmazlık son buldu. Şöhret, yaşamına keyif de vermişti. Yeni müzik festivalleri için ateşli, atılgan, övgüyle dinlenilecek eserler üretti. Giderek daha da yenilikçi, liberal eserler bestelemeye başladı. O, genç bestecilerin önünde sanat ve estetik görüşleriyle kolayca tanınan müzikler yazdı. Hatta genç besteciler bu farklı yaklaşımı nedeniyle Janacek'in müziğini kavramakta epey zorluk çektiler. Onun çağdaşlığının ayrı bir karakteri ayrı bir oluşumu ve ayrı kökleri vardı. Orkestrasyona olan ilgisi, orkestra şefi olarak deneyim kazandıktan sonra daha belirgin hale geldi. Ama onun müziğinin temeli artık duyguydu, heyecandı, taşkınlıktı... Bu açıdan Janacek romantikler arasında başka bir yere sahipti." HHH "Jenufa" Operası İstanbul'da ilk kez sahneleniyor. Bu değişik ve ilginç operanın konusunu özellikle yazmadım ama operaya gelen her izleyici konunun da etkisi altına girecektir. Aynı zamanda güzel müziklerle de keyifli birkaç saat geçirecektir. O halde iyi seyirler...
|