| |
|
|
Ah benim eleştirmenlerim..
Bakın, Hesaplaşma (Paycheck) filmi için eleştirmenlerin fazla yazacağı bir şey yok.. Hatta yazmalarına gerek yok.. Çünkü film, sinema tarihine bir kilometre taşı koymak için falan yapılmamış.. "Heyecan, aksiyon, bilim kurgu ve gerilimden hoşlananlar gitsinler, iki saat hoşça vakit geçirsinler" diye bir amaç olamaz mı, benim sevgili dostlarım.. Hoşgörün geçin.. Gider uzun uzun Kieslowski anlatırsınız, karışan olur mu?. Üç renk, beş renk.. İlle de yazmak mı gerek.. İki satır.. "Meraklısına" de geç.. Ben Hesaplaşma'yı başından sonuna merakla, heyecanla izledim. Film bitti. Çıktık.. Tabii 19.00 seansı.. Tabii G- Mall ve tabii Num Num.. Oturduk, şinitzelleri söyledik.. Bir baktım, kimse film hakkında tek kelime etmiyor.. Ben dahil.. Yani üzerimizde en ufak bir iz bırakmamış.. Bir nevi meditasyon.. İki saat kafayı boşaltmışız.. Oh ne güzel.. Filme yazacak fazla şey yok.. Ben size bir Ben Affleck anekdotu anlatayım.. Ünlü oyuncuya, gazeteci sormuş.. "Hayatınızın en unutulmaz anı.." Yanıt hemen geliyor.. "24 Mart 1998 gecesi.." Gazeteci de işini biliyor.. "Evet evet.. O gece Matt Damon ile birlikte Good Will Hunting filminin senaryo Oscar'ını almıştınız.." Affleck gülüyor.. "Ama o geceyi unutulmaz yapan Oscar heykelini havaya kaldırmam değildi" diyor ve sonra anlatıyor.. "Bir ara heyecandan olacak fena halde sıkışmıştım. Doğru tuvalete koştum.. Pisuarın başına geldim ki, yanımda Charlton Heston.. O da rahatlıyor benim gibi.. Gözüm kaydı.. Bir Hazreti Musa'nınkine baktım.. Bir benimkine.. Kendimle ne kadar gurur duyduğumu tahmin edemezsiniz!.." (Genç okurlar, gişe rekorları kıran 10 Emir'de Musa'yı Heston'un oynadığını belki hatırlamazlar diye.)
|