| |
|
|
Ayşe'nin seçimi.. üzerine çeşitlemeler..
Yalnızlığa dayanırım da Bir başınalığa asla.. Yaşanmak hoş değil, duvarlara baka baka Bir dost göz arayışıyla Saat tıkırtısıyla.. Korkmam.!!! geçinip gideriz biz mutluluğa Ama; "Günün aydın akşamın iyi olsun" diyen biri olmalı bir telefon sesi çalmalı Ara sıra da olsa kulağımda.. Yoksa zor değil hiç zor değil demli çayı bardakta... karıştırıp, bir başına yudumlamak doyasıya Ama; "Çaya kaç şeker alırsın?" Diye soran bir ses olmalı ya Ara sıra...!!! Bu ülkenin en okunan yazarlarının başında gelen Ayşe Arman, aşkının peşinden Dubai'ye gitti.. "Adam kariyeri açısından çok önemli bir iş almış, 'Gitme' mi diyecektim" diyor.. Yani "Adam'ın kariyerini düşünürken, kendi kariyerini düşünmüyor.. Adamın kariyeri adına, kadın kendi kariyerini hiçe sayıyor.. Bunun adı aşk!.. Tamam.. Peki kadının kariyeri adına adamın fedakarlığı ne?.. Bu aşk denen şey yalnız kadın tarafından erkeğe mi duyulur?.. Falan filan.. Kafam karışınca size sormuştum.. Gelen en ilginç yanıt isimsizdi.. Daha doğrusu isim "Can Yücel"di de.. Dizeleri bana gönderen belli değil. Yazımın girişi yaptım.. Efendim "Ben de olsam giderdim" diye yığınla e-mail.. "Aşk için ölmeli aşk o zaman aşk" diye Sezen'in beyinlerini yıkadığı yığınlar için, dünyayı dikey değil de, yatay değiştirmek işten değil..Öbür yarısı "Gitmemeliydi.." diyenler.. Gerekçeleri ikiye ayrılıyor.. Feminist.. Fedakarlığı niye adam yapmıyor?. Egoist.. Ben Ayşesiz ne yaparım?.. Didem imzalı bir tane var.. Didem damdan düşenlerden.. Hani hoca düşünce "Bana damdan düşen birini getirin, ancak o anlar" demişti ya.. Didem eşinin işi gereği 8 ay Dubai'de yaşamış. Şimdi Mısır'da.. Ordan yazıyor. Diyor ki.. "Ben de eşimin kariyeri için birçok şeyden fedakarlık yapıyorum ama onsuz kendi kariyerimin keyfi olmaz ki.. Bence Ayşe de gitmeli.." Diyor da, başka şeyler de diyor: "Dubai çok yapay bir şehir. Bir hafta için ideal. Daha sonra yapacak bir şey bulamıyor, acayip sıkılıyorsunuz. Ayşe çok heyecanlı.. 'Yazılarımı Arnavutköy'den yazacağıma, Jumeriah Beach'de yazarım' İşte bunun doğru olmadığını kısa bir süre sonra o da (Damdan düşme deneyimi) anlayacaktır. " ..Ve de diyor ki.. "Ben çok ülke gördüm ama İstanbul'u değişmem hiçbir yere. Özellikle bir yazar için İstanbul'un havasını koklamadan yazmak, kaleminin mürekkebinin bitmek üzere olması gibi bir şey olsa gerek.." Ben mi ne diyorum?.. Aşk her türlü fedakarlığı yaptırır.. Aşk, beyin değil, kalptir çünkü.. Doğru.. Amma.. Gerçek.. Büyük fedakarlıklar beraberinde büyük beklentiler getirir.. "Ben senin için saçımı süpürge ettim" sendromu.. Büyük beklentiler de, en muhteşem ilişkileri bile kemirir.. Yani.. Sevin ve sevdiğinizle mümkün olduğu kadar fedakarlık yapmadan yaşayın..
|