| |
Elalem set arkasını sunar
Dünkü yazımın üstüne üç e-mail aldım. Yazıda geçen bey amcanın kendi babaları olma ihtimali üzerine eşkal talebinde bulunuyorlar. Biz düne dönüp bir nokta üç büyüklüğünde özet geçelim. Yan masamda oturan bey amcanın beni teşhis edip ekonomiden spora, magazinden dış siyasete, belediye seçimlerinden sağlığa, "ben de en az gazeteciler kadar biliyorum" girişimini veya iki saatlik kafa ütüleme seansını yazmıştım. Her nasılsa "sen yazılarını nasıl yazıyorsun" sorusuyla birlikte topu kapıp kontratağa geçmeyi başarabildim. İşte adama nasıl yazı yazdığımın ayrıntılı detayları. İşte Elalem köşesinin set arkası çekimleri... Sabah altı otuzda gözlerim açılır. Saat kaçta yatarsam yatayım bu alışkanlığım nadiren değişir. O andan itibaren ne yazacağımı düşünmeye başlarım. Ve bu düşünme süreci yatakta bir sağa bir sola şerit değiştirerek saat sekize kadar devam eder. Minik ve sevimli uykuya dalma girişimlerin hakkı bende saklıdır. Bu eyleme batıp-çıkma diyoruz. Genelde yüzümü yatağın sol tarafına verdiğim anlarda bir fikir oluşur. Nedenini bilmiyorum. Feng şui'den şüpheleniyorum. Mesela bu sabah Türk Lirası'nın aşırı değerli olmasının ihracata etkisi üzerine değerli görüşlerimi yazabilirim. Fikrin parlak olup olmadığını duşumu alırken anlarım. Eğer yetersizse veya hoşuma gitmediyse, televizyona asılır yurtta ve dünyada günün gelişmelerine bir göz atarım. Bunun için tercih ettiğim kanal Fashiontv olur. O saatlerde lingerie ve fashionbeach seansları var. Wolford, Andreas Sarda, Bluemarine, Victoria's Secret defilelerinden sıcak gelişmeleri alırım. Daha sonra Seda Sayan'ın sabah programına bir göz atıp oluşturduğum yazı konusunu etlendiririm. Gazetelerden önce internete bağlanırım. İlk baktığım yer Ekşi sözlük. Çakmışlar mı diye çek ederim. Kıl olduklarıma çakmışlarsa pek bir sevindirik olurum dürüst olmak gerekirse. Dostlarıma çakmışlarsa telefon açıp kafa bulurum. Bana çakmışlarsa "bi' durun ya" olurum. Kahvaltı? Elalem setinde kahvaltı olmaz. Muhtelif çap ve ebatta sadece ve sadece sek kahve, açık büfe olarak sunulur. Açlıktan içim kıyılmışsa az çikolata desteğinde geceden kalma pizza kenarı imdada yetişir. Gazeteler... Elalem setinde günün mönüsü gibi günün gazetesi olur. Seçim kapıcınındır. Ne isterse, ne bulmuşsa onu alır. Bu konuda kendisini olağanüstü yetkiler ve özgürlüklerle donattım. Bunun Türk Lirası'nın aşırı değerlenmesi yazıma bir katkısı var mı bilemeyeceğim. Neyse, başta Sevgi Bahçesi köşesi olmak üzere tüm burçları okuduktan sonra yazımı yazacak kıvama gelirim. İşte başlık: TL yoksa pasta yiyin. İşte giriş cümlesi: Türk Lirası'nın yüksek değeri, ihracatçıyı baymış durumda... Bey amcadan nasıl yazı yazmalı dersi almamak için bütün bunları anlatmak yemedi açıkçası. Hikayenin ciddi versiyonunu anlattım. NTV'li, BBC'li, Mehmet Barlaslı versiyonunu...
|