| |
Film jeneriği sonuna kadar neden izlenir?
Kimi zaman gerçekten bunaltıyor beni ait olmadıkları hayatı yaşamaya çalışan güruhun kuşatması. Yatay geçiş yapacağı dünya ile ilgili somut verileri ezberleyip sahneye koyma işi bize ters arkadaşlar. Daha üç gün önce gerçek biriydin ya... N'oldu sana boyle? Clubber olmuşsun, entel olmuşsun, müdür olmuşsun, gurme olmuşsun, prenses olmuşsun, işadamı olmuşsun, artist olmuşsun ... Kısaca yalan olmuşsun... Eğer farkında değilsen sorun yok, öyle yaşa git. Ama arada bir kendinle yüzleşiyorsan hayat nasıl geçer hemşehrim? Etli kuruyu inkar edip, ruhunu sushi'ye satman için çok acı çekmiş olman gerek... Sinemadayım. Film bitti ve jenerik akmaya başladı. Hem sağımdaki çift hem solumdakiler -bu arada ben sapım- trene bakar gibi jeneriği okuyorlar. Algıladığım kadarıyla kızlar gitme peşinde ama erkekler tarihi bir ana tanıklık edermişçesine koltuklarına yapışmışlar. Çıkıp gitmem zor. Yer dar. Ya kardeşim üçüncü kamera asistanını bilsen ne olur bilmesen ne olur? Veya set amirinin yardımcısını bildiğin zaman bunu kime satacaksın. Kaldı ki salonu terk ettiğinde sözlü yapsam kimin ne yaptığını bilme ihtimalin milyarda bir. Film Amerikan yapımı bu arada. Yerli yapım olsa, belki orada çalışmışlığı olabilir. Baş roldekileri, yönetmeni biliyorsun zaten. Jimmy-jib operatörüyle boom operatörü arasındaki farkı biliyorsan ki, ben bilmiyorum, inandığım her şeyden vazgeçebilirim. Eğer üçüncü kamera asistanı sen veya bir arkadaşınsa bir itirazım yok. Veya ayılıp bayıldığın bir makyözün peşindeysen anlayışla karşılayabilirim. Sinema eleştirmenini de anlayabilirim. Ama onun dışındaki bir gerekçe beni kesmez. Kaldı ki tüm jenerik internette var. Ve sonsuza dek orada kalacak. İstediğin zaman aç bak! Bu arada yanlış anlaşılmasın, kimsenin emeğini küçümsediğim falan yok. Film işinin ne kadar zor olduğunu herkes bilir. Benim derdim ayrı... Yanındaki kıza ben "entelim"i kakalamak için yapılan bu sahte girişimi protesto ediyorum. Zaten bunu kim yer ki? Kendine güvensiz bir sersem olduğunu anlaması zor değil. Bir de yanındakini baskı altına almanın, yetersiz hissettirmenin ne manası var ki? Yani kızcağız Atlantik'in öteki ucunda çalışan makyözün kim olduğunu bilmesi gerektiği üzerine kendini neden hırpalasın? Ve en önemlisi ben salondan neden çıkamayayım. Demem odur ki, etrafımız hayatı ezberlemiş öğrencilerle dolu. İşin kötüsü sınıfı da geçiyorlar. Ama ben yemem!.. Otur yerine... Sıfır!.. Gerçek insanlara saygılarımla...
|