| |
Mutbaklar arası temizlik savaşları
Geçenlerde New York Times'da bir makale çıktı. Dr. Gebra diye çok muhterem bir bilim adamı yıllarca yaptığı araştırmaların sonucunu anlatıyordu. Buna göre, mutfağı temiz ve derli toplu olanların gerçekte çok temiz insanlar olmadıkları anlatılıyordu. Gerekçe olarak da sürekli bulaşık, toz alma, temizlikle uğraştıklarından bakterileri üzerlerine ve çevreye saçtıkları söyleniyordu. En temiz mutfak, bekarların mutfağıymış. Çünkü bakteriler lavaboda hapsedilirmiş! Dış bir müdahale çok olmadığından çevreye dağılmaları zormuş. Bu gerekçe benim pek aklıma yatmasa da kendime bir pay çıkarmayı da ihmal etmedim. Sonuçta haber New York Times'da çıkmış. Bu arada mutfak yerine mutbak demek istiyorum. Temizliğe gelen Dilber'in hayatıma kattığı iyi tasarlanmış kelimelerinden biri. İkinci en iyi kelimesi züreyfa (zürafa yani) ama bunun yazıyla bir ilgisi yok. Benim validenin mutbağı uzay üssü gibi. Kamerayı koy "Houston we have a problem" yap. Kimse uyanmaz. Mesela Mars'ta hayat var mı diye bu kadar kasmanın bu kadar para harcamanın, uydu, astronot, bir manası yok. Valideyi gönderin ve tek hücreli bir yaşam formunu anında tespit etsin. Ve sonra yok etsin! Bahar kokulu ACE'yle... Mutbaklar arası çekişmemiz ben bildim bileli sürüyor annemle. Geçen gün mutat ziyaretlerinden birinde konu yeniden gündeme geldi. Denktaş-Papadopoulos çekişmesi kıvamında bir tartışma başladı. Ben olmazsa olmazlarımı masaya sürdüm. 1-Kavanozdaki turşu atılmayacak. 2004-2005 futbol sezonunda da o turşudan yenilecek. 2-Deterjan ve temizlik maddesi için bütçemde kesinlikle bir artış olmayacak. 3-Teflon tavam atılmayacak. Üniversite birinci sınıftan itibaren zorlu hayat mücadelemde manevi bir değeri var çünkü. 4-Altı ay önce aldığım tek yumurta da atılmayacak, çünkü buzdolabını zengin gösteriyor. Yumurtayı yiyip yememe hakkı kendimde saklı. Annem de neden babama çektiğimi, bak elalemin çocuklarına gibi klasiklerini masaya sürdü. Ardından ben New York Times'ı gösterdim ve Dr. Gebra'nın konuya yaklaşımını anlattım. Annemle en son bilimsel bir platformda konuşmamız lise ikinci sınıfta sekiz dersten çakınca olmuştu. Bilimsel olarak sınıfı geçmemin imkansız olduğu üzerine yaptığımız konuşma aile tarihimizin sayfalarında ziyarete açıktır. Neyse, Dr. Gebra'nın tıraşını annem yemedi doğal olarak. Bir gazete makalesiyle inandığı, bildiği her şeyin yanlış olduğunu kabullenmemesini anlayabiliyorum. Sonuçta benim gibi sağlıklı bir gövde ve ruh onun mutbağının eseri. Dr. Gebra'yı unutup tarafların esenliği için anlaşmaya hazırım. Ancak olmazsa olmazlarıma lütfen dokunmasın. İyi niyet gösterisi olarak Antarktika'ya dönmüş buzluğumu geçtiğimiz gün erittim.
|