|
|
Gökçek'in zevki
Bir gökdelen yapacakmış, tepesine orijinal boyutlarda uçak modelinde bir restoran konduracakmış ve bizler de gidip o "uçak-restoran"da yemeğimizi yiyecek, bir yandan da manzarayı seyredecekmişiz... Ayrıntılara bakıyorum: Restoranda ne tür yemeklerin verileceği belirtilmiyor. Herhalde Güneydoğu işi kebap ağırlıklı bir mutfağı olur "uçak-restoran"ın. Düşünsenize ne feci bir durum: Hafta sonu şehrin biraz dışındaki gökdelene gidilecek, sanki bir uçağın içinde olmak çok eşsiz bir durummuş gibi en üst kattaki "restoran-uçak"a çıkılacak ve gelsin kebaplar, gitsin ayranlar... Bu kadarla sınırlı kalsa yine iyi... Melih Gökçek bu, durur mu? Konya yolu üzerine "dev bir semazen heykeli" yaptıracakmış. Ama öyle bildiğiniz heykellerden değil bu... Semazenin etekleri, alışveriş merkezi olacakmış... "Melih Bey, böyle semazen şeklinde bir bina biraz tuhaf olur, gel etme vazgeç" filan diye itiraz eden olursa "polemikçi" Gökçek'in, vurmak için malzemesi hazır: Bunlar Mevlana'ya düşman! Bir de "eşeğe ters binmiş Nasreddin Hoca heykeli" tasarımı var ki, akıllara ziyan... Bu gerçekten acayip proje için ne desek boş...
*** Tamam, herkesin "yüksek sanat fikri"ne, "incelmiş estetik zevk"e sahip olmasını beklemiyorum. Melih Gökçek'i de olduğu gibi kabul etmeye hazırım. Ama işin içine projeler girdi mi, durum değişir... Mesela Gökçek evini dekore ederken istediği gibi davranabilir, ne bileyim plastik çiçekler, deri koltuklar filan... Buna tabii ki karışmam. Ama Ankara'yı evi gibi görüp, kafasına göre düzenlemek isterse işte burada sorun çıkar. Çünkü hiçbir kent, bu kadar "kitch" bir zevki kaldıramaz!
|