İnsan biraz da şanslı olacak!
Hatırlayın; Nurettin Sözen, susuzluktan kıvranan İstanbul'un derdine çare bulmak için İzmit sınırları içindeki Yuvacık Barajı'nın tamamlanmasını bekliyordu. İzmit Belediye Başkanı Sefa Sirmen'in siyasi desteği ile yapılan baraj, yıllık 140 milyon metreküp temiz su üretecek, bunun yüzde 35'ini İstanbul'a satacaktı. Plan buydu... Seçimler oldu. Sözen yıkıldı. Yerine Erbakan Hoca'nın gözdesi Tayyip Erdoğan geldi. Havalar da değişti. Bulutlara bomba atma dönemi kapandı. Yağmurlu günler geri döndü. Barajlar doldu. Su sıkıntısı bitti. Erdoğan da "daha ucuza mal edeceğim. Senden niye alayım" diye Sirmen'e dirsek gösterdi. Sirmen, satamadığı suyla başbaşa kaldı. Faturayı Hazine ödedi. Proje, Sirmen'in ayağına dolaştı... Barajı yapan firmaların maliyetleri şişirdiği yolundaki Sayıştaş raporları işin tuzu biberi oldu. Sirmen en çok dayağı Yuvacık'tan yedi. Yemeye devam ediyor.
*** Hatırlayın: DSP, MHP, ANAP koalisyonu, IMF ile birlikte, 1999 yılı sonunda özünü "sabit kur" oluşturan istikrar programını uygularken, toplumu sarhoş etti. "İyi gidiyoruz filan" diye diye Türkiye'yi tarihinin en ağır krizine soktular. 2001 Şubat ayında kur filan kalmadı. Ekonomik deprem her yeri yaktı, yıktı. Yüzbinlerce kişi işsiz kaldı. Kemal Derviş'i getirdiler. IMF'nin parasal desteği ile ekonominin kara deliklerini tıkayacak reformları yaptılar. Sonuçlarını göremeden koalisyonu bozdular. Derviş, bilerek veya bilmeyerek dizayn ettiği politik manevralarıyla solu böldü. AKP yelkenlerini doldurdu. Erdoğan başbakan oldu. Sonra? IMF gözetimindeki program aynen kaldı. Merkez Bankası'nın bağımsızlığı ve kamu bankalarına yönelik reform, parasal istikrarı sağladı. Enflasyon düştü. Başkaca bir şansı olmayan AKP, IMF'nin dayattığı mali disiplini korudu. İyi de yaptı. Kamuoyunun nabzına göre şerbet verip; siyasal havayı gerginleştirmedi. Henüz yatırım ortamı iyileşmedi, borç stoku azalmadı. Ama geleceğe yönelik iyimser beklentiler, güçsüz muhalefetin varlığı, AKP'yi uçurmaya devam ediyor.
*** Yazın bir kenara; Türkiye çok değil 5-6 ay sonra yeni bir mucizeye tanıklık edecek. Hopa Limanı'nın hemen açığında BP ve TPAO ortaklığı, petrol çıkarmaya başlayacak. Türkiye petrol ihtiyacının nerdeyse yüzde 40'nı kendi topraklarından çıkarıyor olacak. Nereden bakarsanız bakın, her yıl 27-28 milyon ton petrol tüketen ülkenin dışa bağımlılığı azalacak. Yıllık 2 milyar dolara yakın döviz yurtiçinde kalacak. Dış ticaret açığı azalacak. Herkes bu olayı konuşacak. İyimserlik artacak.. Ve Erdoğan'ın Başbakanlığı yine hayra yorulacak.
*** AKP iktidarı ne yaptı? Gelir dağılımınında düzelme işaretleri mi alındı? Fabrikalar kurulmaya, işsizlik azalmaya mı başladı? Sosyal güvenlik açıkları düşmeye mi başladı? Hayır. Buna rağmen nasıl oluyor da, AKP'nin yüzde 60 oy oranına ulaştığı konuşulabiliyor? Galiba AKP'nin sorunları çözecek tek parti gibi görünüyor olması işe yarıyor! Erdoğan'ı ve partisini küçümsemiyorum. Doğru zamanda, doğru yerdeydiler. Savrulup giden bir topluma, umut vermeye devam ediyorlar. Demek istediğim insanın biraz da şansı olacak.
|