| |
Ara rapor
Yerel seçimin nabzı turlarında biz "Derin Anadolu"nun soluklandığı, dışarıdan gelen akımların da Anadolu bozkırlarına yönlendirildiği geçit noktalarını tercih ettik. Çünkü bu kentlerde dışa açık olmanın etkisiyle, rüzgarlar tek yönlü esmiyor.
Yani birden fazla parti iddialı durumda. Önce gözlemimizi aktaralım: Her biri Kilit-i Bahir konumundaki bu stratejik -ve de hem sermaye birikiminin, hem sosyal bilinçlenmenin Türkiye ortalamasının çok üstünde olduğudiyarlarda başa güreşen partiler, özellikle de AK Parti ve CHP, aday belirlemede Konfüçyüs'ün taktiğini izlemiş: "Kedinin siyah veya beyaz olması değil, fareyi yakalaması önemli..."
Biz bunu faydacı pragmatizm olarak değerlendirdik; dileyen olumlu ya da olumsuz anlamlarını yükleyerek oportünizm de diyebilir.
İyi ama günümüz dünyasında her yerde aynı ilkeler, aynı ölçüler geçerli değil mi?
İşte özellikle ikinci 4 yıllık iktidarında belirgin biçimde sağa dümen kırmış olan İspanya -artık eski veya emekli- Başbakanı Jose Maria Aznar'ın partisinin (Halkçı Parti) geçen Pazar yapılan seçimleri yitirmesine karalar bağlayan, ister sosyalist deyin, ister sosyal demokrat, ister kendi icadı Üçüncü Yol'cu ama kesinlikle yelpazenin solundaki İngiltere Başbakanı Tony Blair...
İşte Almanya'nın sosyal demokrat Başbakan'ı Gerhard Schröder ve onun gibi gençliğinde aşırı sol uçlarda dolaşan, şimdi Yeşil, yani çevreci partiden Dışişleri Bakanı Joscka Fischer ile AB içinde AB yaratacak kadar kader birliği yapan Fransa'nın sağcı Cumhurbaşkanı Jacques Chirac...
Derviş'in sentezi kedinin rengine değil avcılığına dayalıysa (sanırız öyle), bilsin ki AK Parti'nin de, CHP'nin de Gaziantep- Antalya hattındaki adayları tam da onun aradığı özelliklere sahip.
Zaptedilmesi zor kaleler Elimizden geldiğince ihtiyatlı ve soğukkanlı sözcükleri seçerek Toroslar'ın eteğindeki bölgenin siyasal fotoğrafını bizim dolaştığımız günlerdeki havayı esas alarak anlatmaya çalışalım.
AK Parti: Tırmanışta olduğu kesin. Ancak iddia edildiği gibi, yüzde 50 tavanını delmesi kolay değil. Gaziantep'i kazanması neredeyse hayal. Mersin ve Antalya'da da işi zor. Adana'da ise gökkuşağının maşallah tüm renklerini taşıyan Aytaç Durak'la sonucu garantiledi. Gerçi parti örgütü "Aramızdan bir aday çıkarılsaydı, daha çok oy alırdık" iddiasında ama bunu kanıtlayacak araçlarımız yok. Sonuç: 4 ilden biri (Adana) banko, ikisinde (Mersin ve Antalya) şansı yüzde 50'nin, birinde (Gaziantep) yüzde 40'ın altında.
CHP: Öyle "Öldü, bitti, çöktü" tahminleri (yoksa dilekleri mi) en azından bu 4 kent için geçerli değil. Tersine halkta pek dışa vurulmayan AK Parti'yi uyarmak için CHP'yi biraz öne çıkarmak niyetlerinin sonucu, oyunu artırması bile mümkün. Sonuç: Gaziantep elde bir. Mersin ve Antalya'da ipi göğüsleme olasılığı hayli fazla. Adana'yı unutsun.
DYP: Gaziantep'te yok, Adana'da yok, Mersin'de hiç yok. Antalya'da herkesin yere göğe sığdıramadığı Hasan Subaşı'na dua etsin.
SHP: Daha doğrusu Demokratik Güçbirliği. Gaziantep'te 15 bin, Adana'da 20 bin, Antalya'da 10 bin kadar oyu var. Hiçbiri iddialı olmasına yeterli değil. Mersin'de Fikri Sağlar ve kent nüfusunda ciddi ağırlığa sahip Güneydoğulular sayesinde başa oynuyor. Orada da kazanmayabilir ama birinciyle arasındaki oy farkı birkaç bini geçmez. Ve CHP'den çok oy çekerse, AK Parti'nin aradan fırlaması olasılığı artar.
Uzun sözün kısası; Gaziantep-Antalya koridorunda ne AK Parti kamuoyu araştırmalarında çıkan yüzde 50 tavanını delebilir, ne CHP yüzde 20'nin altına düşer. Son haftada da Ege'deki seçim imbatını getirmeye çalışacağız...
|