Partilerin Ankara sapağı
Geçmiş 20 yıla bakğında, herhalde 1984 yılından bu yana siyasi partiler Ankara'da aday belirleme konusunda bu kadar büyük sıkıntıyla yüz yüze gelmedi. Örneğin iktidar partisi AKP; Büyükşehir için iki dönemdir Belediye Başkanlığı görevini yürüten Melih Gökçek'i aday çıkardı. Gökçek, daha bir yıl öncesine kadar AKP'de değildi. Partiye 14 Ağustos 2003 tarihinde katıldı. Oysa, Gökçek'in AKP'nin kuruluşu döneminde, kadrolarına bakışı ile ilgili görüşleri hala hafızalarda. Sadece partinin kadrolarıyla değil, yine aynı ilçeden aday gösterilen Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok ile küskünlüğü de hala devam ediyor. Bırakın karşılıklı olarak haklarındaki sözleri, her ikisinin yan yana gelmemek için yollarını değiştirdikleri de herkesin malumu... Gökçek, Genel Merkez ve il yönetimi ile arasını düzeltmiş olsa da sonuçta geçmişin bir tortusunun da AKP kadrolarında bulunuyor. Ancak şurası da kesin ki; Gökçek dışında AKP'nin başka bir aday ile yola devam etmesinin olanaksızlığı da kamuoyu yoklamalarının yansıttığı bir gerçek. Ana muhalefet partisinin durumu ise dün CHP lideri Deniz Baykal başkan adaylarını açıklarken Genel Merkez'de yaşananlara bakıldığında çok daha vahim. CHP, kuruluşundan bu yana, belediye başkan adayı belirlemesinde bu kadar büyük tepki ve sıkıntı ile karşılamamıştı. Geçmişteki örneklerine bakıldığında yarış, parti disiplini içinde gerçekleşir veya üyelerin katılımı ile aday belirlenir, herkes de buna saygılı gösterirdi. Bu, CHP'deki ön seçim veya örgüt eğilimi yoklaması geleneğinin bir sonucuydu. Daha da ilginci, CHP Genel Merkezi'ne ancak sağcılar bastığında polis korumaya almak amacıyla girerdi. Bırakın parti Genel Merkezi'nin kapısından içeri girmeyi, CHP'nin kurultaylarında dahi polis salona alınmaz, dışarıda çevre güvenliğini ile ilgilenirdi. Partililerin baskını nedeniyle, tarihinde ilk kez CHP Genel Sekreteri dün polisten Genel Merkeze girip güvenliği sağlamaları için yardım istedi. Bütün bunlara neden, CHP'nin adaylarını tek merkezli olarak 28 Mart sonrasındaki olağanüstü kurultay beklentisine dönük güç toplama çabasından başka bir şey değildi. CHP'de bütün bu gelişmelere bakıp da çok sayıda istifanın olacağı sanılmasın. Aksine, istifalar CHP'den değil, partideki görevlerden olacak. Herkes, Genel Başkan Yardımcısı Kemal Derviş'in bir süredir izlediği politikayı izleyip, bir adım geri çekilecek. Gözler 28 Mart'ta CHP'nin alacağı oy yüzdesine odaklanacak. CHP il genel meclislerinde, 3 Kasım'dan aşağı bir oy yüzdesi ile çıkarsa bir çok kişi ekim ayında yapılan kurultayın rövanşı için uğraş verecek. CHP alışkın olduğu olağanüstü kurultaylardan birinin daha hazırlığı içine girecek. Ancak, daha yüksek bir oy oranı ile çıkması halinde de durum tersine dönecek. Karayalçın'a da yaramadı Bu gelişmelerin Ankara'da Birleşik Sol'un adayı olarak çıkan Murat Karayalçın'a yarayacağı da sanılmasın. Merkez sola oy vermiş kitleler, yaşanan gelişmeler karşısında sandığa gitmek dahi istemez bir psikolojiye girmiş bulunuyor. Ankara'da merkez sol partilerinin çıkardıkları adaylarının çekişmesinden dolayı sürekli kaybeden tarafta olmanın bıkkınlığını da buna eklemek gerek. Bu bıkkınlık, üç dönemdir bir sol parti adayı ile Ankara'da yarışan Murat Karayalçın'ın için de handikap olacak. Aynı şekilde DSP'nin adayı Tayfun İçli'ye de yaramayacak. Merkez sağ partileri Merkez sağ muhalefet partileri ise neredeyse sesleri çıkmaz bir halde. DYP, Ankara Büyükşehir adayını belirlemek için son dakikaya kadar isim aradı. Bu süre içinde birkaç isim üzerinde duruldu, bazıları ikna edilemedi. Ankara'da yeniden yaşanacak olan Gökçek- Karayalçın-Ateş çekişmesinin arasına girmek istemedi. Sol seçmen ağırlığı olan Ankara'da aday olmak yerine, geriye çekilip durumdan vazife çıkarmak için beklemeyi tercih etti. Diğer merkez sağ partiler ise aday tanıtım konusunda belki de 3 Kasım'daki oy oranları dikkate alındığı için çaba gösterseler de güçlü bir çıkış yapamadı. Bundan dolayı, hiç kimse önceden "biz aldık götürdük" diyerek erken başarı açıklayamayacak, 29 Mart sabahına kadar Ankara sapağında sonucu beklemek zorunda kalacak.
|