Söğütözü dönüm noktası olacak
Ankara iki gündür, siyasal tarihin sayfalarına geçecek hatta dönüm noktası olabilecek iki farklı toplantıya ev sahipliği yapıyor. İlginçtir her üçü de Başkent'in yeni merkezi haline gelmeye başlayan Söğütözü'nde gerçekleşiyor. Şurasını belirtmek gerekir ki, bu toplantılar Türkiye'nin siyasal yönlenmesine etki edebilecek nitelikte. Bunlardan birincisi, önceki gün gerçekleşen Atatürkçü Düşünce Derneği'nin (ADD), hilafetin kaldırılmasının 80'inci yıl dönümü dolayısıyla Ankara Ticaret Odası'nda düzenlenen panel. Yurt dışında bulunan Genelkurmay Başkanı ve Konya'daki üzüntü verici uçak kazası dolayısıyla olayla ilgilenen Hava Kuvvetleri Komutanı dışında komutanların hepsi eşleri ile birlikte salondaydı. Komutanlara ilave olarak sendika ve sivil toplum örgütlerinin başkanları, 15 üniversitenin rektörü de salondaki yerlerini almıştı. Hem panel sırasındaki konuşmacıların sözleri, hem de yayınlanan bildiriye salonda bulunan herkes alkışlarıyla açıkça destek verdi. Alkışlı destek alan panelistlerin sözleri ve yayınlanan bildirinin içeriği ise siyasal bir duruş ve tepki içeriyordu. Siyasal duruş ve tepkinin adresi de belliydi; AKP hükümeti... "Hilafetle bu hükümetin ne alakası var?" sorusu yöneltilebilir. Veya hükümetin şeriat özlemi içinde olmadığı da birçok örnekleme ile gösterilebilir. Hatta, hükümetin buna karşı bir duruş sergilendiği, geçmişte içinde bulunulan kadroların yapmış olduğu hataların bugün eleştirilip yanlış olarak kabul edildiği de kayda geçirilebilir. Bunlardan yola çıkılarak önceki gün yapılan toplantıdaki duruşu ve sözleri geçmişte olduğu gibi kimse üstüne de almak istemeyebilir. Veya, "Canım oradaki panele katılanları ve neler diyebileceğini zaten herkes biliyor" da denilebilir. Panelistlerin söylediği bazı sözlerin kabul edilebilir tarafının bulunmadığı belirtilip muhalefet de edilebilir. Türkiye'nin ulusal çıkarlarının savunulmasında bir sorun olmadığı, çağdaşlıktan bir adım geri atılmadığı da vurgulanabilir. "Biz yolumuza bildiğimiz gibi devam ederiz, bunlar bizi bağlamaz" da denilebilir. Köşe taşı olacak Bütün bunlar önceki gün ortaya çıkan tabloyu değiştirmeye yetmez. Belki yakın gelecekte bir etkisi görülmeyebilir, ama önceki gün ortaya çıkan duruş Türkiye'nin siyasal tarihine bir köşe taşı olarak geçecektir. Aynı durum dün yine ATO'nun ev sahipliğinde yapılan KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın katıldığı toplantı için de geçerlidir. Kıbrıs konusunda kamuoyunda, "Bu iş artık bir çözüme varmalı" görüşü hakim. Ancak buna karşın Kıbrıs konusunda AKP içinde de dün konferansa katılanlardan çok daha katı görüşlere sahip olanların bulunduğu da unutulmamalı. Denktaş'ın son günlerdeki tavrını yumuşak bulup eleştirenler de bugün AKP içinde küçümsenmeyecek sayıda bulunuyor. O nedenle hükümetin bu konudaki açılımları yaparken, kamuoyunun sessiz kalmasını istemekten çok, sürekli bilgilendirme ve muhalefeti de bu sürecin içine katması gerekiyor. Ortak tabanda buluşmak Muhalefetin ulusal bir konuda bilgilendirilmediği, gelişmeler hakkında farklı kanallardan bilgi almaya itildiği bir durumda radikal duruşların ortaya çıkacağının da gözden kaçırılmaması gerekiyor. Daha da önemlisi, farklı duruşlara sahip radikal kesimlerin müttefikinin buluşmasından, en geniş ortak tabanda buluşmanın yaratacağı demokratik etkinin çok daha faydalı olacağı gerçeği de ortada duruyor. Ankara'da iki gündür gerçekleşen toplantıların, hafife alınacak veya bir kenara bırakılacak tarafı bulunmuyor. Bu nedenle sadece hükümetin değil, başta ana muhalefet partisi olarak CHP olmak üzere herkesin bu toplantıların analizini iyi yapması ve en geniş ortak tabanda buluşmanın yönteminin aranması gerekiyor.
|