Kürsüde Kıbrıs, salonda seçim
Meclis'te dün sabahtan akşama kadar tek gündem vardı; Kıbrıs... Partilerin sabah saatlerinde yapılan Meclis grup toplantılarında hem Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hem de CHP lideri Deniz Baykal'ın konuşmalarının ağırlığını Kıbrıs sorununun çözümü oluşturuyordu. AKP grubunda Erdoğan, gelinen noktaya bakıp Kıbrıs'ta zafer havasına girilmemesi gerektiğini söylerken, milletvekillerinin kuliste ve grup salonundaki dikkatleri seçime odaklıydı. Milletvekilleri, etrafını çevirdikleri aday belirleme komisyonu üyesi genel başkan yardımcılarına hep aynı soruyu yöneltiyordu: "Bizim beldede neden o kişiyi aday gösterdin?" veya "Bizim ilde kimi aday göstereceksin?" Kavga ediyorlar CHP'de de durum farklı değildi. Baykal, Kıbrıs konusundaki söylemlerinden dolayı Erdoğan'ı eleştirip, "Başbakan '1 Mayıs'tan sonra ne olur?' diye soruyor; 2 Mayıs olur" derken, CHP grubunda da milletvekilleri tek noktaya odaklanmış bulunuyordu; Aday tespiti... Hatta, CHP'de işler o kadar ileri gidiyordu ki, kapalı toplantıda kavgaya neden oluyordu. Trabzon Milletvekili Şevket Arz, Grup Başkanvekili Ali Topuz'un üzerine yürüyüp, neden kendisinin istediği adayın gösterilmesini engellediğinin hesabını soruyordu. Oysa Meclis'te gündem Kıbrıs'tı... Kulislerde de durum farklı değildi. Milletvekillerinin hemen hepsinin üzerinde durduğu tek konu, kendi il veya ilçesinde kimin aday gösterileceği üzerine odaklanıyordu. Uğultu yapmayın Genel Kurul'da da durum farklı değildi. Kürsüye gelen milletvekilleri, gündem dışı konuşmalarında yerel seçim propagandası yapar gibi seçmene selam yollamakla meşguldü. Ardından CHP'nin Kıbrıs ile ilgili genel görüşme talebinin ön görüşmesine geçildi. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül New York'ta yapılan görüşmelere kadar Kıbrıs ile ilgili geçen süreci anlatırken hemen arkasındaki Bakanlar Kurulu sıralarını ziyaret eden milletvekilleri ellerindeki dosyalar ve notları, bakanlara ulaştırmakla meşguldü. Genel Kurul'da ise milletvekilleri, bir süre sonra önüne karar vermesi için gelecek olan Kıbrıs konusunda ne olup bittiğini dinlemek yerine adaylarla uğraş içindeydi. Nitekim, Genel Kurul oturumunu yöneten Meclis Başkanvekili Nevzat Pakdil, arkadaşlarını "Lütfen uğultu yapmayın" diye uyarmak zorunda kalıyordu. Gül, konuşmaya başladığında genel görüşme isteminde bulunan CHP'nin lideri Deniz Baykal da odasında seçimle uğraşıyordu. Baykal, "Genel Kurul'da görüşmeler başladı" derken, Gebze'den gelen heyet, "Aday konusunu konuşmamız lazım" diyerek önünü kesiyordu. Sonuçta Baykal, Gebze heyetine teslim olup, 20 dakika boyunca aday tespitinin nasıl olacağı konusunda teşkilatı ikna için uğraşmak zorunda kalıyordu. Genel Kurul'daki Kıbrıs görüşmelerinde anlatılanlar bilinenlerden farklı değildi. Gül, Kuzey Kıbrıs'taki Türk toplumunun "kaya gibi olmadığının" altını çizip Güney'in AB'ye geçmesi halinde nasıl bir tavır göstereceğinin ölçülmesi gerektiğini söylüyor ve "bir an önce çözüm" diyordu. CHP sözcüsü Onur Öymen ise Annan Planı'nın kabulü halinde Türk toplumunun ortadan yok edileceğini belirtiyordu. Açıkcası, her ikisi de Türk toplumunun Ada'dan nasıl yok olacağını farklı bir gerekçe öne sürerek dile getiriyordu. Genel Kurul'da ortaya çıkan tablo diyalog eksikliğini tam anlamıyla ortaya koyuyordu. Kıbrıs ile ilgili olan ise Genel Kurul salonunda izleyici sıralarını dolduran ve hararetle not tutan MHP yöneticileriydi... Meclis'te dün kürsüde Kıbrıs, salonda ise seçim vardı...
|