Propaganda
Ve başlama düdüğü çaldı... Kentleri yönetmek iddiasıyla yola çıkacak başkan adayları yakında meydanlarda ve ekranlarda "arz-ı endam" edecekler. Halk dinleyecek ve kararını verecek... Halk neye göre karar verecek? Adayların söylediklerine göre... Başka şansı yok... (Kuşkusuz daha önce başkanlık yapmışlarsa, elbette yaptıkları yapacaklarının teminatı olacak.. Ama yine de yeni dönem için vaad edecekleri için ağızlarından çıkan sözlere kulak verilecek.) Söyleyeceklerini nasıl söyleyecekler? İşte onun adına "propaganda" deniyor.. Propaganda insanlığın siyasal kavgalara girdiği antik çağlardan beri siyasetçinin başvurduğu bir yöntem. Ama kavram ve kurum olarak yerleşmeye başlaması Yirminci Yüzyıl'ın işi... Necati Özkan'ın tam da yerel seçim arefesinde yayınlanan "Seçim Kazandıran Kampanyalar" kitabında geçen yüzyılın başındaki büyük kavgaların propaganda yöntemlerine atıflar var. Geçen asrın tarihini değiştiren Komünizm'in ve Faşizm'in önlenemez yükselişleri "propaganda" olmadan mümkün olamazdı. Lenin Bolşevizm'i yerleştirebilmeyi; Hitler ise iktidarı ele geçirebilmeyi propagandaya borçluydu. Bütün araştırmacıların üzerinde birleştiği şey odur ki; insanlık tarihinin gördüğü en büyük iki siyasal ve sosyal çalkantının yaratıcısı olan bu iki lider, birer devlet adamı ya da savaş lideri olmadan önce birer propaganda dehasıdır. İletişimin tarihini yazan pek çok araştırmacı, Lenin türü propagandada rasyonel; Hitler türü propagandada ise irrasyonel mekanizmaların işlediği konusunda görüş birliği içindedirler. Bolşevik iktidarında propaganda denince akla gelen ilk isimlerden Zinoviev; "Kışkırtma (ajitasyon) ve propaganda bizde eğitime dayanır" der. Seminerlerde yetiştirilen ajitatörler; fabrikalarda, kolhozlarda, işyerlerinde, sosyal hayatın her yerinde eğitici konferanslar verirler. Goebbels'e göre ise Hitler türü propagandada "Bir şey söylemek için değil, belli bir etki sağlamak için" konuşulur.. Sokak gösterileri ve mitingler; meydanlarda yapılan düzenlemeler, seçmenlerin ve SS kıtalarının dizilişi, bayrakların ve NAZİ sembollerinin sıralanışı mitingden çok ulusal ritüel gibidir. Herkes de kabul ediyor ki; Goebbels'in gerçekleştirdiği politik NAZİ gösterilerinin bir eşi insanlık tarihinde bir daha düzenlenmemiştir.
*** Propagandayla gelen Sovyet ve NAZİ imparatorluklarının yıkılışında; ikisinin de çöküşünde büyük rolü olan Amerikan politikası, aynı zamanda bu tarz propagandaları da tarihin çöplüğüne atmıştır sonradan... Asrın en büyük propaganda silahı "televizyon"u, kendi siyasal arenasında devreye sokarak... Televizyon, önce Amerikan seçimlerinin, ardından hemen bütün demokrasilerin en büyük "seçim silahı" haline dönüşmüştür. Ve tabii Türkiye'nin de... 6 Kasım 1983 seçimleri, bu açıdan Türk demokrasisi için de bir dönüm noktasıdır.. Önümüzdeki 28 Mart seçimleri ise, "televizyonların seçim propagandaları"nda kullanımı açısından yeni bir dönemi başlatmaya aday görünmektedir. Bir sonraki yazıda...
|