| |
|
|
Özelleştirme beklerken kamulaştırma!.
Uzan Grubu şirketlerine el koyulması ile noktalanan serüveni, "Star"ın yayınları ile tüm kamuoyu günü gününe yaşadı. Bunları yeniden hikaye etmeye gerek yok. Ancak olayın, sadece ekonomi boyutu içerdiğini söylemek, tabii ki mümkün değil. Hatırlarsınız... Star çalışanlarının maaşlarının ödenmemesi üzerine başlatılan eylem, Star TV ekranlarından "Cumhuriyet için" logosu ile yansıtılıyordu. Star TV'nin TMSF'ye geçtiği gün, ekranda "Cumhuriyet için 27'nci gün" yazısı vardı. Dünkü Yeni Şafak'ın manşeti ise, "Uzan'ın 219 şirketine Cumhuriyet için el konuldu" şeklindeydi. Olayın siyasi boyutunu, Sabah'tan arkadaşımız ekonomi yazarı Yavuz Semerci, çok iyi yakalamıştı. Şöyle yazıyordu Semerci: - Ne ilginç... Genç Parti seçimlerde aldığı oy ile MHP ve DYP'nin baraj altında kalmasını sağladı ve AKP'ye tek başına iktidar yolu açıldı. AKP ise, siyaset ile açıklarını kapama planı yapan Uzanlar'ı bitirdi. Kimin ne hesabı var bilemiyorum ama, bir televizyon kanalı ile bir gazetenin, kamu mülkiyetine geçmelerinin sevinilecek bir yanı olmadığı kesindir. TMSF tarafından Star TV'nin yönetimine atanan Adem Gürsev, benim sevdiğim, güvendiğim ve mesleki yeteneklerini yakından bildiğim bir arkadaşım. Dilerim, bundan sonraki görevinde, Star bir resmi görüş yansıtıcısı olmaz. Star'da çalışan yazarlar, programcılar, haberciler, kendilerini devlet memuru gibi hissetmezler. Türkiye'nin ilk özel televizyon kanalının, "Kamulaştırılan ilk kanal" olması, talihin garip bir cilvesidir. Türkiye böyle işte. Biz Şenol Demiröz'ün TRT kanallarını özelleştirmeye açmasını beklerken, bir özel kanal kamunun oluverdi.
|