| |
|
|
O bir siyaset klasiği
Mahmut Kirişoğlu. Yaşı 75, gözleri görmez. Ama o bir "siyaset klasiğidir." Bir ay önce "99 yaşındaki annesini" kaybetti. Sonra da "hastalandı." Evine "başsağlığına... Geçmiş olsuna" gittik. - Yüreğim yanıyor Yavuz beg... Annesini kaybetmiş bir kuzu gibi meliyorum... Annem, annem güzel annem.
TAYYİP BEY "Takdir böyleymiş." Mahmut Kirişoğlu "sayın Recep Tayyip Erdoğan da böyle söyledi" diye ağlamayı sürdürdü. - Başbakan aradı mı? - Erzurum'a gelmiş idi... Bir akşam saat 23.00'te kapım çalındı... Beni ziyaret etti... Utandırdı... Mahcup etti... Sonra annem öldüğünde, telefon etti... "Takdir böyleymiş" dedi. Demir Bilirdönmez'e döndük. "Evet" diye başını salladı: - Sayın Erdoğan bütün basını atlattı... Gece yarısı, Mahmut amcayı ziyaret etti.
KIDEMLİ ÜYE 1968'de, İl Genel Meclisi'ne seçildi (Adalet Partisi'nden). 1980'e kadar görev yaptı. 1983'te yine İl Genel Meclisi'ne girdi. Hala "üye." Bu konuda "Türkiye'nin en kıdemlisi." Ve gözleri görmeyen, ama hiçbir toplantıyı da ihmal etmeyen "tek il genel meclisi üyesi." Erzurum Valisi Mustafa Malay: - Sürekli proje üretir.
GENÇLİK - Gazeteci bey... Büyük Atatürk, Cumhuriyet'i gençlere emanet etti... Ben de diyorum ki... Artık çekileyim... Yerime gençler gelsin... Ama bırakmıyorlar. Vali bey: - Bırakmayanlardan biri de benim... Ondan çok yararlanıyorum... Tabii, beni eleştiriyor da. Mustafa Malay, Erzurum'a Vali olunca, Mahmut Kirişoğlu ziyaretine gitmiş: - Vali beg, Vali beg... Sakın ola, geceleri uyumayasen... Uyanık kalasen... Eğer uyursen, seni eleştirirem. "Sonra ne oldu" dedik. Kirişoğlu: - O uyumamış, ben de eleştirmemişem... Eleştirecek bir şey olunca da eleştirirem.
MEHMET AĞAR Biz "Vali de insan... Geceleri o da uyuyacak" diye konuşurken... "Hayır" diye kükredi: - Vali uyumaz... Devlet uyumaz... Ben iki vali tanımışem... Mehmet Ağar ile Mustafa Malay... İkisi de uyumaz... Vali uyumayacak ki, vatandaş evinde rahat uyusun.
DEMİREL - Demek Mehmet Ağar'la hukukunuz var. - Eyi idarecidir... Adaletlidir... Elbette hukukum var... Demirel'le de var... Böyük devlet adamidir... Bir zamanlar Genel Başkanim idi... Gazeteci bey... Bende dalkavukluk yok... Bir çift göz beni arkadaşlarımdan geri bıraktı.
AYAZ EKREM Hem ağladı, hem anlattı: - Gözlerim az da olsa görür idi... Erzurum lisesini 18 arkadaş bitirdik... 17'si üniversiteye gitti... Ben de gidecektim... Ama doktorlar babama dedi ki: Gönderme... Gözleri kör olur... Gidemedim. - Okul arkadaşlarınız kimlerdi? - Kimi Bakan oldu, kimi rektör... Kimi genel müdür oldu, kimi müsteşar... Ah gözlerim ah... Ekrem bey ile aynı sınıfta, aynı sıralarda okudum. - Hangi Ekrem bey? - Ekrem Ceyhun... O zaman adı Ekrem Eşiyok idi... Sonra Ceyhun soyadını aldı... Uzun Ömer'in oğlu Ekrem... Leyli meccani (parasız yatılı) okurdu... Ona Ayaz Ekrem derdik. - Neden? - Kafasında saç olmayan bir boşluk vardı... Kel Ekrem demez, Ayaz Ekrem derdik... Çok akıllıydı.
EVLİLİK Liseden sonra üniversiteye gidip, çok heveslendiği "Tıp Fakültesi'nde" okuyamayınca... Bakkallığa başlamış. Bu arada "iki gözü de tamamen kapanmış." - Ağladım, üzüldüm, dünyaya küstüm... Ama yaş 51'e gelince evlendim... Sor bana neden. - Neden? - Hastaydım, annem bir yere gitmişti, yalnızdım... Üç gün hasta yattım... Ve kendi kendime dedim ki, eğer iyileşirsem evleneceğim... Evlendim.
MESAJLAR - Gazeteci bey... Erzurum'u eyi yazasen... Ve birkaç şeyi daha yazasen. - Neleri? * Televizyonda dinlirem, insanlar kardan, kıştan soğuktan şikayet idir... Kar, kış çok eyidir, kıymatını bilene. * Atatürk bir tanedir... Herkes onun gösterdiği yolda gide. * Kudret sahiplerine söyleyesen... Hak ve adaletten ayrılmayaler. * El cennetü tahtı aktamül ümmühat... Cennet anaların ayağinin altındadir... Herkes annesine iyi davrana.
ANKARA'YA SELAM Sanki kafasında "bilgisayar" var. Ata'nın gençliğe hitabını, onuncu yıl nutkunu, Kuranı Kerim'i ezbere okuyor. Bizi kapıya kadar geçirdi. Ve Süleyman Demirel'e, Recep Tayyip Erdoğan'a, Mehmet Ağar'a selam gönderdi. Veda için kucaklaştığımızda hala kaybettiği annesine ağlıyordu.
|