| |
İri yarı bir melek
Anadolu'da bir insan Başbakan'ın, Bakanlar'ın peşinden neden koşar?.. Ya "adaylık talebi" vardır... Ya da: "Efendim bana iş." "Geçenlerde" bunun bir "istisnasını" gördük. Herkes "bir devlet büyüğüne" yaklaşmak için birbirini eziyordu. Ve herkes "kendisi için" bir şey istiyordu. "Bir kişi" hariç.
*** Aslında bu yazıyı Ocak ayında yazacaktık. Araya "diğer olaylar... Başka konular" girdi. Siirt'teydik. Gençten biri kalabalığı yarıp, Başbakan Erdoğan'a yaklaştı: - Üniversiteyi bitirdim... 1992'den beri iş arıyorum... Bana devlette bir iş verin. "1992'den bu yana işsizim" diyen bu gencin durumunu, Siirt'ten dönerken uçakta konuştuk. Başbakan dedi ki: - İnsanlarda şöyle bir beklenti var: Ben üniversite bitirdiğime göre, devlet bana iş vermeye mecbur... Bu beklentinin kırılması lazım... Herkese devlette iş verilecek diye bir kural yok... Ve artık devlette iş yok.
*** Siirt'ten bir başka "işsiz insan fotoğrafı" daha sunacağız. İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ile birlikteydik. Yanımıza "orta yaşlarda biri" yaklaştı: - Sayin Bakanim... Vallah seni çok sevirem. - Sağolasın. - Ha vallah sen de sağolasen... Benim senden bir recam vardir sayin Bakanim. - Söyle bakalım, nedir? - Senden bir iş istirem... Asgari ücrete raziyem... Amma ve lakin bir şartım vardır. - Nedir şartın? - Resmi dairede iş istirem... Devlet kapısında... Sakın bana başka yerde iş bulmayasen... Bir babalık yapasen, devlette iş bulasen.
***
Siirt'te, işte böyle bir ortamda "iri yapılı... Güçlü, kuvvetli... Taşı sıksa suyunu çıkaracak tipte" bir adam, Başbakan'a yaklaştı. - Sayın Başbakan'ım.. Siirt'e geleceğinizi duyunca, İstanbul'daki işimi, gücümü bıraktım, koşup buraya geldim... Sizden çok önemli bir isteğim var. - Nedir? - Siirt'e bir kan bankası kurun sayın Başbakanım. *** "Pehlivan gibi adam" daha sonra bizim yanımıza geldi: - Türkiye'nin her ilinde, her ilçesinde kan bankası olmalı... Ne olur bunu yazın. Sonra da cebinden "kartvizitini" çıkarıp, verdi: - Ben Ertuğrul Soysal... Türkiye ve dünya kan verme şampiyonuyum... Ben bir rekortmenim. "Kartvizite" baktık: "Soysallar Kuyumculuk... Erdal Soysal... Yönetim Kurulu Başkanı. İstanbul." Ve "adres... Telefon numaraları." ***
122 defa kan vermiş. 43 yaşında. 18 yaşından beri her üç ayda bir kan verirmiş. Şu ana kadar "55 litre" kan vermiş. "Kaç paraya kan veriyorsun" diye soracak olduk... Çok üzüldü: - Kan, parayla satılmaz... Allah rızası için veririm... İnsanlık için veririm... Birine B RH kan lazım olunca, Çapa Kan Merkezi'nden beni ararlar.
***
Siirt'ten ayrılıyorduk. Erdal bizi uğurlarken boynumuza sarıldı: - Kana ihtiyaç duyanlara yardımcı olun... Kan bankası kurulması için yazı yazın... Fedakarlık gerekiyorsa ben varım. Haftalar geçti bu "pehlivan yapılı iyilik meleğini" unutamadık.
|