| |
Film gibi
Ziyaretimize Gençlerbirliği teknik direktörü Ersun Yanal gelmişti... Önce "dışarıyı" anlattı: Pek çok ülkeye gittik... Örneğin Portekiz'e... Bizi alkışlarla karşıladılar. Sonra "içeriyi" anlatmaya başladı: - Deplasmana gidiyoruz... Tam bir terör havası... Etrafımızı sarıp, bağırmaya başlıyorlar: Ölmeye, ölmeye, ölmeye geldik. Ve bize sordu: - Ne olacak bu işin sonu?
*** Ankara Milletvekili Dr. Muzaffer Kurtulmuşoğlu (CHP), Gençlerbirliği üyesi. "İçerideki" maçlara da gider, "dışarıdakilere" de. "Portekiz'deki maçta ben de vardım" dedi: - Stadın dışı mükemmeldi... İçi, daha da mükemmel. Ve devam etti: - Anladım ki orada "baştaki balık" taze... Kokmuyor. Sonra da "noktayı" koydu: - Futbolda terörü yönetici tetikliyor... Yönetici bu işlere çanak tutmasa, statlarda hiçbir olay olmaz.
*** Muzaffer bey bir de "kanun teklifi" hazırlamış. Teklif "oldukça ağır cezalarla" dolu. CHP milletvekilinin bir talebi var: - Hükümet, sporda şiddetin önlenmesi için tasarı hazırladı... Destekliyorum... Ve benim kanun teklifimin, hükümet tasarısı ile birleştirilmesini rica ediyorum.
*** - Muzaffer bey... Hükümet tasarısını destekliyor musunuz? - Ben dersine iyi çalışan bir milletvekiliyim... Bunu bütün CHP'liler bilir... Hükümet, iyi iş yapıyorsa, destekliyorum... Yanlış yapıyorsa, düzeltmek için uğraşıyorum.
*** Seyirci maça "kesici ve delici aletlerle" gelmiş. Polis de bunları almış. Seyirci, polisi mahkemeye vermiş: "Benim malımı gaspetti" diye. Mahkeme de "seyirciyi haklı bulmuş." Milletvekili Kurtulmuşoğlu tepkili: - Buyur şimdi buradan yak... Gel, işin içinden çık... O polis bir daha stada girenin üstünü arayıp da başını derde sokar mı?
*** Hükümet tasarısında "bazı cezalar" var. Adalet Komisyonu Başkanı Köksal Toptan bize dedi ki: - Sporda şiddeti önlemek için hükümetin öngördüğü cezaları daha da artıracağız. CHP Milletvekili Muzaffer beye gelince: - Sayın Toptan'a katılıyorum... Ama bir şartla... Cezayı öyle bir artıracaksın ki... Kulüp başkanına öyle bir ceza vereceksin ki... İflahı kesilecek.
*** Köksal Toptan, sporda şiddete "hapis cezasından" yana. Ya CHP'li Dr. Kurtulmuşoğlu: - Hay Köksal beyin atasına rahmet.
*** Muzaffer bey dedi ki: - Ben Elazığ'da yedi yıl başhekimlik yaptım... Gittiğimde hastane perişandı... Ben ayrılırken ise Elazığ ağlıyordu. - Muzaffer bey... Bunun, sporda şiddet konusu ile ne ilgisi var. - Çok ilgisi var... Hastanede bir gün, en başarılı, en sevdiğim hemşirenin açığını gördüm... En ağır cezayı verdim... Sonra da odama gidip ağladım... Hastanede bir anda her şey düzeliverdi.
*** - Başka nerede görev yaptınız? - Akçakoca'da... Kaymakam Vekilliği... Başhekimlik... Spor Kulübü Başkanlığı... Orada o zaman mafya falan vardı... Deli Yılmaz diye bir mafya lideri vardı... Hepsi mum gibi oldu. - Nasıl başardınız? - Eğer baştaki balık kokmazsa... Göz yummazsa... Yolsuzluk yapanla veya mafyayla işbirliğine girmezse... İşler öyle bir düzeliverir ki.
*** Ersun Hoca bize "gerçekten, sporda şiddet önlenecek mi" diye sordu. Dr. Muzaffer bey "önlenecek" dedi: - Hükümetimize yardımcı olacağız... Önleyeceğiz. - Hem muhalefet milletvekilisiniz... Hem de "hükümetimiz" gibi sıcak ifadeler kullanıyorsunuz... İlginç. - Ben ilginç adamım... Bu yüzden Meclis'te bana "Baba" derler, "Marko Paşa" derler, "Muzaffer Abi" derler. Size hayatımı bir anlatsam... Film gibi.
|