| |
|
|
Milli Piyango, şans değil bilgiye dayalı oyundur!.
Geçen hafta sonu, evden liste verdiler. Mutfağın acil ihtiyaç listesiydi bu. Anadoluhisar'daki "Gima"ya gittim. Rafları gezerek, listedekileri sepete doldurdum. Kasanın başına gelip ödemeyi yaparken, bir tane de çeyrek Milli Piyango bileti verdiler. Gima'nın yılbaşı promosyonu, piyango biletiymiş. Bu bedava bileti alınca, dayanamadım.. Para verip, iki bilet daha aldım. Şimdi beklemedeyim. Eğer bana büyük ikramiye çıkmazsa, Danıştay'da iptal davası mı açmalıyım, yoksa "çekilişte şike var" diye gürültü mü kopartmalıyım, henüz karar veremedim. Kesinlikle, Avrupa Birliği karşıtlarının "Nasıl olsa bizi almazlar" dedikleri gibi yapıp, "Nasıl olsa bana çıkmaz" demekten yana değilim. Ama gerçekten, ya büyük ikramiye bana çıkarsa?! Hani, kalbi çok hasta bir adamın biletine büyük ikramiye çıkmış. Yakınları adama söylemeye korkuyorlarmış.. Bu habere kalbi dayanamaz diye ürküyorlarmış.. Adamın doktorunu çağırmışlar. Doktora haberi verip, bunu hastaya alıştıra alıştıra söylemesini istemişler. Doktor adamın yanına oturmuş..
*Size piyangodan büyük ikramiye çıksaydı ne yapardınız, demiş. Hasta hemen cevap vermiş: Bana büyük ikramiye çıksa, bunun yarısını sana verirdim sevgili doktor! Doktor o anda kalp krizi geçirip ölmüş. Demek bir iyi, ya da kötü haberi alıştıra alıştıra söylemek de kolay değil. Acaba "Alman Modeli"ni mi deneseydi o doktor? Alman ordusunda er olarak görev yapan Hans'ın babası ölmüş. Bölük komutanı, takım komutanını çağırmış.
*Hans'a babasının öldüğü haberini alıştıra alıştıra ver, demiş.. Takım komutanı toplamış askerlerini.. İçinizde son 24 saatte babası ölen var mı" diye bağırmış. Kimse cevap vermeyince, takım komutanı aynı sertlikte yine bağırmış:
*Hans.. Seni yalancılıktan tutukluyorum! Bana büyük ikramiye çıkarsa, bunu kimsenin alıştıra alıştıra anlatmasına gerek olmayacak. Çünkü biletler bende duruyor. Bu durum da, beni endişelendiriyor. Çünkü geçmiş birkaç yılbaşı öncesinde de, piyango bileti aldım.. Ve sonra, aldığım biletleri nereye koyduğumu bulamadığım için, bana ikramiye çıkıp çıkmadığını hiç bilemedim. Ama şimdi durum farklı. Büyük ikramiye 10 trilyon lira. Büyük olmayan ikramiyeler de, 5 trilyon ve 1 trilyon lira. Ayrıca 5 tane 500 milyar, 10 tane 100 milyar, 30 tane 50 milyar liralık ikramiyeler var. Yani biletleri kaybetmem mümkün değil. Satılan 33 milyon biletin arasından, benim çektiğim üç taneye ikramiye çıkmaması mümkün değil. Çünkü piyango, bir şans oyunu değil, bir bilgi oyunu! Öyle olmasa, adı "Milli" olur muydu? Demek ki piyango da, "Milli Davalar" arasında önemli yer işgal eden ve bilgi birikimine dayanan bir olgu! Kıbrıs gibi bir şey yani! Geçen yüzyılda size hiç ikramiye çıkmadı diye, "Milli Piyango"yu terk mi edeceksiniz? Kıbrıs'ta çözüme ulaşmak veya size büyük ikramiye çıkması, herhalde bir şans meselesi değildir. Tavlanın şans mı, bilgi mi ağırlıklı bir oyun olduğu, tartışılabilir. Ama iddia ediyorum. Milli Piyango, bir bilgi oyunudur. Piyango bileti satan gezici bayiler, aslında birer ayaklı kütüphanedir. Milli Piyango Yönetimi de, YÖK'ten daha demokrat ve daha laiktir. Giysileri ne olursa olsun, herkes piyangoya katılıp, pembe rüyalar görebilir.
|