| |
|
|
Durum daha da düzelmeden hemen bir şeyler yapmalıyız!
Enflasyon mu düşüyor? Ekonomi yeniden büyüme sürecine mi giriyor? İhracat 50 milyar dolara mı dayandı? Yıllardır, kronik anlaşmazlıklarla ilişki sürdürdüğümüz komşularla yeni diyaloglar mı kuruluyor? Avrupa Birliği üyeliği yolunda, hedefe ilk defa çok mu yaklaştık? O zaman, mutlaka bir şeyler yapıp, bu gidişe "Yeter" demeli, tekrar her alanda kriz patlatmalıyız! Daha dün, Başbakan Ecevit'in sendelemeden evinden resmi aracına gitmesini, nefesimizi kesip izlerdik. Şimdi ülkenin Başbakanı, sabah Erzurum'da, öğleyin Roma'da, akşam İstanbul'da görülüyor. Bu, rahatsızlık verecek bir durum değil mi? Ülkeyi yönetenler ya oturaklı olmalı ya da oturdukları koltukta 48 saat hiç kıpırdamadan durmalı. Başbakanın, resmi tatil günleri olan cumartesi ve pazar günleri de çalışması, sizde hiç kuşku yaratmıyor mu? Acaba bu durum, Laik Cumhuriyet'e dönük bir sabotaj mı? Acaba, cumartesi ve pazar günleri yerine, mübarek cuma günü mü tatil yapmak istiyor Erdoğan? Bence, sadece bu konu üzerinde tartışma açılıp, sıkı bir "Rejim Bunalımı" çıkarılabilir. Ayrıca, bu Kıbrıs'ta çözüm konusunda, AK Parti Hükümeti'nin tutumu da kuşku uyandırmıyor mu? Bu ülkeyi, her seçim kazananın yönetimine bırakıp, politikaları onların belirlemesine izin verirsek, işin sonu gelir mi yani? Kızı da başı boş bırakırsan, ya davulcuya ya zurnacıya varmaz mı? Popstar'da, halkın doğru seçimler yapamayacağı kanıtlanmadı mı? Biz, böyle iyiye gidişlere razı olacak bir toplum değiliz. Bu Turgut Özal her şeyi çığırından çıkardı zaten. Ne demekmiş "Organize Sanayi Bölgeleri" kurup, Anadolu'nun zanaatkarını sanayici, esnafını tüccar yapmak projesi? Çok kanallı özel televizyon, serbest dış ticaret, serbest kur, konvertibilite, turizm hamlesi, oto-yol yapmak? Ne demekmiş 1'inci Körfez Krizi'nde, Galip gelen ülkenin yanında yer almak" politikası? Ya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkının kabul edilmesine ne demeli? İşte her şey, o zaman çığırından çıktı zaten! Bunlar resmen şeriat getirmek istiyorlar Türkiye'ye.. Adnan Menderes de, Süleyman Demirel de, Turgut Özal da şeriatçı değiller miydi? Şimdi de Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği'ne ülkeyi sürüklemek isteyerek, şeriatın yolunu açmıyor mu? Zaten İstanbul'un da tadı kalmadı. Kadıköy vapurunda, kimse kimseyi tanımıyor şimdi. Ayrıca, hiper-marketler çıktı, bakkalların da huzuru kalmadı. Bir şeyler yapmamız şart. Atatürk'ün resimleri konulu tartışma kesmez bizi.. Fatih Camii'ndeki cenazeler konusu da yetersiz. Daha ciddi bir şeyleri hemen bulmalıyız.. Ülkenin ekonomisi ve dış politikası daha da iyiye giderse, durumumuz çok zorlaşabilir.
|