| |
Devlet malı neden haczedilemiyor?
Yeni yılın ilk günlerinde, nereden çıktı bu "haciz" konusu demezseniz eğer, ülkemize huzur, insanımıza da sağlık ve kazanç dolu bir yıl diledikten sonra konuya girelim. "Haciz" kavramı, Türk insanının en korktuğu şeydir. Lafı bile insanda sinir diye bir şey bırakmaz. Normal bir Türk, kavgadan vesaireden çekinmez. Hatta Ceza Yasası'nı bile ciddiye almaz. Gözükaradır insanımız... HIV virüsüymüş, küçük yaşta kızlarla muhabbetmiş, aşırı hızmış, trafik kazasıymış, aldatmaca, kandırmaca, karşılıksız çek veaireymiş vız gelir. Sakarya'da bir aile, Allah'ın emri, Peygamber'in kavliyle kızlarını istemeye gelmiş damat adayını, bir hafta evde işkenceye tabi tutup soyuyor da, bu sebeple yeni yıla cezaevinde merhaba diyebiliyorsa... Bana loto çıktı diyen bir yurttaş da akrabaları tarafından "kupon" için temize havale edilip şaka niyetine ölüyorsa, bu böyle demektir. Ama aynı Türk insanı "haciz"den korkar. İcra memurunun kapıya dayanması her Türk ailesinin en büyük kabusudur ve mühim bir şeref meselesidir. Mahalleye rezil olmak korkutur insanımızı... "Şark" coğrafyasında genellikle rezillik yapmaktan çekinilmez ama rezil olmaktan çekinilir. Fakat devlet, hacizden korkmaz. Çünkü İcra İflas Yasası'na göre "devlet malı haczedilemez!" Yasayı yapan devlet, kendini ayrıcalıklı tutmuştur. Nitekim, devlet kurumlarının birbirinden trilyonlarca alacağı var, ama "tahsilat hükümleri" işletilemiyor. Sular idaresi, okuldan alamıyor; Maliye, Tapu dairesinden alamıyor; Elektrik idaresi, belediyeden alamıyor; belediye, nüfus müdürlüğünden alamıyor. Sıra vatandaşa gelince: Bir yurttaş, devletle bir "borç sözleşmesi" yapar da temerrüde düşerse, hakkında takibat yapılır ve cebri icra uygulanır. Malları da haczedilir. Becerikli olanlar malları kaçırır, beceriksizler yakalanır. Ama diyelim siz, devletten alacaklı oldunuz. Devlet size der ki, "Kaç para kardeşim alacağın. Şu kadar. Al sen şimdi şu kadarını, gerisine bakarız." Reel alacağınızı "kaç para" olarak öder, orası meçhuldür. "Haciz" isteyemediğiniz için alacak genellikle sefil olur gider. Peki, "Hukuk" neresinde bunun? Devletin manevi şahsiyetini tahkir, tezyifi bir noktaya kadar anlayabiliriz. Devletin de elbet bir "hükmi haysiyeti" vardır. Aslında devlet "soyut" tur ya neyse... Peki, salt bir ticari alışverişte, bir borç akdinde, devlet ile kişi arasında ne gibi bir hukuki şahsiyet farklılığı vardır ki, hukukları farklı olsun? Farzedelim devletten 20 bin dolar tutarında alacağınız olsun. Davalar yıllarca süren, sonunda 100 dolara fit olursunuz. Nerede kaldı bunun adaleti?AKP Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır, bu hükmün değiştirilmesi için Meclis'e önerge verdi. Değiştirilebilirse, büyük bir reform olacaktır. Yeni yılın iyi haberlerinden biri oldu bu benim için... Ama siz yine de devletten alacaklı olmamaya özen gösterin... Kanser olabilirsiniz. Hakkınızı alıncaya kadar...
|