| |
Bu da devletten bir hortumlama
Basınımızda bir dönem çok moda haline gelen hortumlama yazıları nedense hız kesti(!) Özlemişsinizdir diye düşündüm. Türkler tarafından icat edilmiş muhtelif hortumlama çeşitlerinden sadece birinden söz etmek istiyorum. Bu hortum, devlet raporlarına geçmiş bir devlet hortumudur. Kurulduğu 1952 yılından beri, bir kere bire "kazanç" elde edememiş ET Balık Kurumu'muzu duymuşsunuzdur. Hatta içinizde hala bu kurumdan köfte, ciğer, işkembe, börkenek veya hamsi balığı alanlarınız da bulunabilir. Sevgili devletimiz tuttu, 92 yılında bu kuruluşu özelleştirme kapsamına aldı. Satılığa çıkarttı. 18 milyon dolar para verdiler. Çok az bulundu. Satılamadı. Üretimine devam edildi. Türkiye'de malum, satılan kurumlara biçilen değerler hep "az" bulunur, sonra da "yok pahasına" satılır. Bu bize "özge" bir özelleştirme yöntemidir. Peki, o tarihten itibaren ET ve Balık Ürünleri AŞ'ye, ayakta dursun ve üretimini sürdürsün diye kaç para pompalandı biliyor musunuz? Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nın Meclis'e sunduğu rapora bakılırsa: Tamı tamına 550 milyon dolar! Bu para, Hazine'den kuruma pompalandığına göre... Kurum tarafından yalamadan yutulduğuna göre... Geriye de kazanç, verimlilik veya ürün diye bir şey dönmediğine göre... Bu işlem, netice itibariyle bir hortumlama mıdır, değil midir? Hortumlamanın daniskasıdır. Bu süreçte birinci facia hortumlama ise, ikinci facia da şudur: Toplumdaki çarpık bilinç ile cahil gazetecinin feryadı yüzünden, buna benzer milyonlarca dolarlık "kayıp", hortumlama olarak kabul edilmemekte ve fakat içine özel isimlerin girdiği her türlü "icraat" anında hortumlama olarak lanse edilmektedir. Kahvehanede pişpirik oynayan bir beniademin cehaleti ülkeyi fazla etkilemez etkileyemez ama gazetecisiyasetçi- bürokrat üçgeninin cahil ittifakından korkmak gerekir. Çünkü sonuçta "yurttaş" güme gitmektedir. Devletin kurumları ile Hazine arasında böyle sayısız hortum birbirine dolanmış, artık takip edilemez boyutlara varmışken... Her yıl milyonlarca dolarlık kaynak bu delik deşik hortumlarda heba edilirken... Siz bir yurttaş olarak, bir devlet bankasından topu topu 10 bin dolar kredi kullanmış da ödeyememiş olsaydınız, ne olurdu biliyor musunuz? Vallahi sizi bacaklarınızdan asıp Taksim'de sallandırmazlardı belki ama daha beter hale getirirlerdi. O borç, birkaç yıl içinde 1 milyon doları geçerdi, evinizi barkınızı elinizden alırlardı. İşiniz mişiniz kalmaz, heryerden kovulurdunuz. Adınız, hırsıza, arsıza ve hortumcuya çıkardı. Bu durumda... Hortumlamanın, sadece yurttaşlar için geçerli bir "suç" olduğuna mı yanarsın... Hazine'nin soyulup soğana çevrildiğine mi yanarsın... Özelleştirmelere hala keçi gibi direnen "devletçilere" mi yanarsın... Bu kurumların giderek rehabilite edilemez hale gelmesine mi yanarsın... Yurttaşların, devlet karşısında "çağdaş serfler" muamelesi gördüğüne mi yanarsın... Hangisine yanarsın, ey yurttaş!..
|