| |
Senede bir gün
Noel ve yılbaşı tantanasından sonra Amerika'da yapılan bir araştırmanın sonuçlarını veriyorum. Araştırma bin orta sınıf Amerikalı üzerinde yapılmış. Yüzde 62'si bu süreçten sonra alışveriş yapmayı düşünmediğini söylemiş. Yüzde 61'i alışveriş merkezlerinden uzak durmak istediğini, hatta hafif ölçekli bir tiksinme duyduğunu söylemiş. Yüzde 35'i aldıkları hediyelerin bir köşede tozlanmaya aday olduğunu itiraf etmiş. Yüzde 33'ü aldıkları hediyeleri attıklarını, yüzde 8'i de kredi kartlarının patladığını söylemiş. Bu arada araştırmayı yapan Opinion Research Corp. Araştırmayı yaptıran ise Culture Jammers adlı bir sivil toplum örgütü. Örgütün misyonuna gelince: Her nevi egemen güç yapısının, insan hayatına mümkün mertebe az bulaşması için çaba sarf etmek. Bu bir televizyon programı da olabilir, bir reklam kampanyası da... Belki bir müzik grubu, belki de özel bir gün olabilir. 60'lardaki sivil haklar hareketi, 70'lerde feminizm, 80'lerde çevre aktivizmi neyse yeni yüzyılın hareketi de bu... imiş. Kısaca hıyar gibi tüketme diyorlar! Akıllı ol diyorlar! Bi'dur diyorlar ve ekliyorlar. Tükettikçe kendini tüketirsin... Üyelerden Dr. Lasn, zamanında Sovyetler'den Amerika'ya tüymüş bir bilim adamı. "Kaçtığım yerde devlet hakkında konuşmak yasaktı, geldiğim yerde ise sponsorlar hakkında konuşmak yasak" diyor. İyi bir teşhis değil mi? Ekonomik verilerimiz her ne kadar olumlu olduysa da geçen yıl itibarı ile, hala kat etmemiz gereken uzun bir yol var. Yani üreten, ürettikçe tüketen ve bu sayede istihdam sağlayıp refah içinde büyüyen bir ülke olmamız gerek. Babalar modeli böyle kurmuş. Yerse... Uymazsan "game over, insert coin oluyor." Gerçi adamların derdi bize sinek vızıltısı şu anda. Hatta 2001 krizinde tüketimi hareketlendirmek adına "Türkiye'm için seve seve" gibi bir kampanya bile tertiplenmişti. Neyse benim derdim de 'aman tüketmeyin' demek değil. Makro dengeleri alt üst edecek bir misyonum da yok. Benim esnafım, benim sanatkarım, benim sanayicim müşküle düşmesin. Havada yazarkasalar uçuşmasın veya isteyen istediği kadar Popstar yazısı yazsın, sosyolojik analizler üretsin. İsteyen on popçu, on futbolcu, on mankenden oluşan popüler kültürün esiri olsun, isteyen, bendeniz de dahil, istediği kadar tüketim lordlarına hizmet etsin. Ayakkabı alsın mütemadiyen mesela... Ancak bu akıma da sempatiyle bakmakta fayda var. Adamlar yılın bir gününü "sakın tüketme" günü olarak ilan etmiş. Harcama, izleme, gitme, yeme, içme... Ben kendi adıma yılbaşı gecesini "sakın tüketme" ahlakına uygun geçirdim. Bir tek, yalanım varsa ne olayım, yarım şişe şarap içtim. Camdan dışarıya bakıp, Nişantaşı'na dadanmış kitleyi süzdüm ve evde huzurum ve keyfim yerinde, ne işim var aşağıda, diyip 12.15 itibarı ile zıbarıp yattım. Yine yalanım varsa ne olayım huzurum tavan yaptı. "N'apcez"cilere bir öneri niyetine...
|