| |
Sürekli işi olan jazz müzisyenine ne dersiniz?
Gelirimin büyük bir bölümünü müzik endüstrisine kaptırdığımı daha önce yazmıştım. CD, plak, cihaz, enstrüman, kitap, DVD... Para biriktiremeyişimin başlıca nedeni müzik. Ancak son birkaç ayda bütçemin fazla verdiği zayıf dikkatimden kaçmadı. Araştırmalarım sonucu müzik tüketimimde ciddi bir düşüş olduğu ortaya çıktı. Tamam ay sonunu getiriyor olmam gelecek adına olumlu gelişmeler anlamına gelebilir. Ancak bilinçli bir tasarruf hamlesi sonucu olmaması da ayrı bir merak konusu oldu. Uzun uzun düşündüm. Ve... Müzik konusunda oldukça dar kafalıyımdır. Yani belirli birkaç tür dışında şans tanımam. Kabaca 80'lere ait ne varsa dinlerim. Özellikle de A.O.R. Yani Amerikan melodik rock'unun üstüne tanımam. Gitar virtüözlerinin çağına aşığım yani. Merak ettiğim ne kadar grup varsa almışım CD'lerini. Bu arada ev tam bir HiFi çöplüğü. Birkaç amfi, üç çift speaker, CD çalarlar... Ayrıca sapı kırık bir Gibson Les Paul gitar, markasını okuyamadığım dandik Kore yapısı başka bir gitar, ses prosesörleri, kablolar... Bütün bu karmaşaya bilimsel bir gözle baktığımda alacak bir şey kalmadığı kanaatine vardım. Yok! Alınabilecek ne varsa almışım. Tükenmiş... Bu yaştan sonra da "sevgilim orospu olmuş, yattığı polisi vurdum" temalı hip-hop dinleyecek halim yok. Elektronik zaten kesmiyor. Kıçı ayrı oynuyor, başı ayrı oynuyor 2004 itibarı ile müzik sona ermiş gibi gözüküyor diye düşünürken bir yılbaşı hedayesi resesyona girmiş olan ekonomimi hareketlendirme sinyalleri verdi. "Öküzlük etme, müzik faşizmi yapma, jazz dinle ve tedavi ol" Böyle buyurdu dostum. John Coltrane'in A Love Supreme CD'si. Ne yalan söyleyeyim hislendim. Yani yatırımlarımı jazz'a kaydırmayı, çok az bildiğim bu dünyayı keşfetmeyi istettirdi bana bu albüm. Kimin lafı hatırlamıyorum, ama "jazz sevmemek uzun vadede çok para kazanmanıza neden olur" lafı bir yandan da korkuya kapılmama neden oluyor. Anlaşılacağı üzere pahalı bir yatırım. Ama jazz literatürüne baktığınızda müzisyenlerin tığ teber oldukları üzerine ciddi referanslar var. Parayı kim kazanıyor o zaman? Muhtemelen beyaz adam.
Büyük boy bir pizza ile bir jazz müzisyeni arasındaki fark nedir? Büyük boy pizza bir aileyi doyurur ama bir jazz müzisyeni asla.
Sürekli işi olan bir jazz müzisyenine ne dersiniz? Bir BigMac Menü. Kola diyet olsun.
Vurmanız için odada Saddam, Hitler ve Kenny G var. Silahınızda da iki kurşun. Ne yapardınız? Garanti olsun diye iki kurşunu da Kenny G'ye sıkardınız. Görüldüğü üzere jazz alemi sadece notalarla değil, esprilerle de yıkılıyor. Kendiyle kafa bulabilen her oluşumu muhabbetle kucaklamayı görev bilen biri olarak müzik hayatımda radikal değişime davet ediyorum kendimi. Dualarınız benimle olsun. Jazz'a yeni başlayanlar için tavsiyeleriniz varsa da lütfen iletin. Yeter ki üç kuruşum bir kenarda durmasın.
|