Orhan Pamuk okuyamamak!
İlk çıktığı gün aldım Orhan Pamuk'un "İstanbul" kitabını.. Ama hâlâ okuyamadım.. Okuyamadım çünkü dünyaca ünlü yazarımız maalesef buna bir türlü fırsat vermiyor.. Tam elime kitabı alıp okuyacağım, hop bir televizyon programında görüyorum kendilerini.. Anlatıyor da anlatıyor.. Kitapta şu da var, bu var.. Tabi "okumadan önce dinlemek gerek" diye baştan sona dinliyorum. Ne yalan söyleyeyim, o uzun söyleşileri dinledikten sonra, kitabı okumak için bende ne iştah kalıyor, ne de afiyet.. O enerjiyi yeniden bulamıyorum. Eh, zaman da sınırlı.. Ertesi gün okurum diye bırakıyorum. Ertesi gün bir gayret okumak için yeni bir hamle yapıyorum.. Ama ne mümkün? Bu kez gazete ve dergilerde yapılan Orhan Pamuk söyleşileri çıkıyor karşıma.. Sakın mübalağa ettiğim sanılmasın: Şu ana kadar çıkan Orhan Pamuk söyleşilerini toplayıp kitap yapsak, "İstanbul" kitabının hacmini aşacaktır. Bu konuda bahse girmeye hazırım.. Günlerdir durum bu.. Vallahi, ne yapacağımı şaşırdım.. Oysa ben kendilerinin "sadık" okurlarındanım.. Öyle "yazarından imzalı kitap" filan beklemem. Orhan Pamuk kitabının yayınlandığı ilk gün, gider kitapçıdan satın alırım..
***
Ayrıca Pamuk'un kitaplarıyla tanışmam da eskiye dayanır.. Daha ortada otuz iki ayrı dile çevrilmiş "Benim Adım Kırmızı" ya da yayınlandığında İslamcılardan eski solculara kadar bir dizi tuhaf adamı "acayip kızdırması" beklenen, ama Kars Yardımlaşma Derneği üyeleri dışında herhangi bir kesimde beklenen kızdırma etkisi yapmayan "Kar" yokken okurdum ben Orhan Pamuk'u.. "Cevdet Bey ve Oğulları"nı üniversite yıllarımda okumuştum. O tuğla kalınlığındaki kitap, kısıtlı üniversite bütçemi epey zorlamıştı ama romanı okuduktan sonra "helal olsun" demiştim.. Çok iyi hatırlıyorum.. "Sessiz Ev"i okuduktan sonra bir Oğuz Atay kitabı okumuş gibi sersemlemiştim. Yani bu serzeniş, bu yakınma, "iflah olmaz Orhan Pamuk karşıtı bir adam" işi değil..
***
Yanlış anlaşılmasın: Tutucu bir adam sayılmam.. Bir romancının, yazdığı romandan kitleleri haberdar etmek için bilboardlara çıkmasını yadırgamam.. Televizyon programlarına, gazete ve dergi söyleşilerine filan da karşı değilim.. Bunların tümüne evet derim.. Kitap için, roman için yapılan tüm tanıtım faaliyetlerine sonuna kadar destek veririm.. Ama daha "Kar" fırtınası yeni bitmişken başlayan bu fırtına inanın beni şimdiden yordu.. Aslında sorun yorgunluk da değil.. Sorun çok basit: Okumak istediğim bir kitabı okuyamıyorum.. Orhan Pamuk'tan talebimdir: Ne olur, bırakın da okuyalım! Kitabınızın çıktığından haberdar olduk.. Gerçekten.. İmza: Eski ve sadık okurunuz..
|