| |
|
|
Saddam'ın diş sağlığına neden önem veriliyor?
Saddam Hüseyin'in görüntüleri, hala tartışılıyor. Örneğin Saddam'ı yakalayan Amerikan askerlerinin ve herhalde askeri doktorların, Saddam'ın başında bit mi, yoksa yara izi mi aradıkları sorusu var gündemde.. Tarihte okumuştuk.. Sadrazam olması düşünülen Osmanlı paşalarından biri hakkında, "Onda veba hastalığı var" diye dedikodu çıkarmışlar. Padişah da bir adamını, paşanın çadırına gönderip, araştırma yaptırmış.. Paşanın çamaşırları arasında bit bulununca, adamın veba olmadığı anlaşılmış. Çünkü bit, vebalı insanlardan uzak dururmuş. Sonra da şair, "Bit (kehle) sayesinde sadrazam oldu" diye, adamı alaya alan bir beyit yazmış. Bizim atasözlerimizde de "Bit yiğitte, pire itte bulunur" söylemi yok mudur? Bunun gibi "Biti kanlanmak" veya "Bitli baklanın kör alıcısı olur" gibi deyişler de vardır. Neticede Saddam'ın başında, muhtemelen bit aranması, bu bölge geleneklerine aykırı bir durum değildir. Herhalde Saddam çocukken, annesi onun başında bit aramış ve bulmuştur da. Saddam'ın ağzının muayene edilmesine gelince. Radikal'de Hakkı Devrim, bu muayenenin amacının, Saddam'ın diş sağlığını korumak değil, onun dişlerinin arasında siyanür hapı var mı yok mu anlamak olduğunu, pek güzel izah etmiş. Hakkı Devrim, Nazi liderlerinden Göring'in, Nürnberg duruşmalarında idama mahkum edildikten sonra, ağzındaki siyanür hapını ısırarak intihar ettiğini de hatırlatmış. Yine de bu tür muayenelerin medya yolu ile kitlelere teşhiri, pek hoş değildir. Benim kuşağım, Yassıada duruşmaları sonunda idama mahkum edilen rahmetli başbakan Adnan Menderes'in, Prof. Sedat Tavat tarafından, ağzının içine kadar muayene edilmesini gösteren fotoğrafları hatırlar. Ama sonuçta, Amerikalılar'ın istediği olmuş ve Saddam'ın itibarı sıfırlanmıştır. Bu arada Saddam için yakın geçmişte olumlu görüşler açıklayanlar da, galiba biraz incinecekler. Dün Sabah'ta, yazar arkadaşım Emre Aköz, Ocak 2003'te Bağdat'a gidip, Saddam'la görüşen Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen'in "Adam gibi adam" diye demeç vermesini hatırlatmış mesela. Tüzmen bunu kendisine hatırlatan gazetecilere dün, "Bence yorum yapmak için erken, kararı tarih verecek" şeklinde sözler söylemiş. Oysa Saddam'ın kararının verilmesinin "Tarih" e bırakılması, imkansız gibi görünüyor. Irak yönetimi bu konuda sabırsız. Bir Iraklı yönetici, "30 Haziran'da Irak bağımsız olacak. 1 Temmuz'da da Saddam'ı idam edeceğiz" dedi dün. Buna karşı Amerikalılar aceleci değil. Bunda, hem Birleşmiş Milletler'den gelen "adil yargılama şart" uyarıları, hem de Bush'un başkanlık seçiminde, Saddam'ın yargılanmasını bir propaganda aracı olarak kullanmak niyeti etkili oluyor. Bizde nasıl Abdullah Öcalan'ın Kenya'da yakalanıp getirilmesi, 1999 seçimlerinin kaderini değiştirdi ve Ecevit'in DSP'si ile Bahçeli'nin MHP'si seçimden güçlenen partiler olarak çıktılar ise, Saddam'ın yakalanması da, Bush'un tutulma oranını artırdı. Ancak dünkü Yeni Şafak'ta, Taha Kıvanç (veya Fehmi Koru), bu durumu daha çarpıcı bir varsayımla ele almış ve şöyle yazmıştı: - "Bush, Saddam'ın seçime yakın bir tarihte yakalanmasını tercih ederdi" dediğim bir dostum, "Usame'yi (Bin Ladin) unutuyorsun" dedi gülerek. Ne dersiniz? Taha Kıvanç, dünyayı yine alt üst edecek bir haberin işaretini mi veriyor?
|