| |
İstanbul'da seçimi kim kazanır?
ERDOĞAN ile Baykal arasında tartışma başladığına göre, seçim atmosferine girdik demektir.. Sağda solda bir süredir konuşuluyor.. En çok İstanbul'u kimin alacağı merak ediliyor.. Kimi 'Banko AKP' diyor.. Kimi 'Ali Müfit Gürtuna nereden olursa oyumu o partiye vereceğim' diyor.. Kiminin de gönlü Kemal Derviş'ten yana.. Peki kim alır? Elimizde hiçbir veri yok.. Şu anda yapılacak bir kamuoyu yoklamasının da genel trendi yansıtacağına inanmıyorum.. Seçmen davranışının nasıl olacağını kestirmek güç.. Çünkü Türkiye böyle bir siyasi ortamla ilk kez karşı karşıya kaldı.. İki blok var.. AKP'yi destekleyenler, AKP'ye karşı olanlar.. AKP'ye karşı olanlar da ikiye ayrılmış durumda.. 'Elimi kesseler AKP'ye oy vermem' diyenler de var, 'Fena gitmiyorlar' diye düşünenler de.. Ortada görünen, ılımlı duran, ne yapacağına henüz karar vermeyen bu ikinci kitle, seçimin sonucunu belirleyecek.. Bu nedenle AKP'nin İstanbul'da birinci parti olmasını gözönüne alarak 'Seçimi kazanırlar' demek güç.. AKP'nin işi kolay değil.. Yüzde 30'la, yüzde 35'le bile İstanbul'u alamayabilir.. 1995 ve 1999 seçimlerine göz atarsak, Tayyip Erdoğan ile Ali Müfit Gürtuna, karşıt blok parçalandığı için belediye başkanı seçildiler.. 1999 seçimine bakalım.. Gürtuna yüzde 28 oyla başkan seçildi ama ANAP yüzde 22, DSP yüzde 20, CHP yüzde 14 oranında oy aldı.. 1995 seçimleri de farklı değildi.. Erdoğan yüzde 25 ile koltuğa oturdu.. Her iki seçimde de partiler arasında müthiş bir yarış vardı.. Şimdi yarış yok.. Çünkü ortada parti kalmadı.. ANAP, DYP, DSP, MHP yok oldu.. Peki bir önceki seçimde bu partilere oy verenler nereye gitti? Hiçbir yere.. Partilerinden koptular ama bekliyorlar.. Oy verecek aday arıyorlar.. Aslında İstanbul'da seçimin sonucunu etkileyecek iki önemli unsur var.. Birincisi Gürtuna'nın AKP'den aday olup olmayacağı.. Gürtuna görev yaptığı süre içinde partili gibi davranmadı.. Zaten partisi de yok.. Bütün İstanbul'u kucaklamaya çalıştı.. Bu yüzden kendisine yönelik müthiş bir sempati var.. Farklı siyasi tercihi olan kimselerin de oyunu AKP'ye çekebilir.. İkincisi, CHP'nin çıkaracağı aday çok önemli.. Erdal İnönü'nün Cumhuriyet'te yazdığı bir makalede belirttiği gibi, 'seçilebilir aday' çıkarırsa merkez sağ seçmeni de bünyesinde toplar.. AKP karşıtlarını yanına çeker.. Bugüne kadar yaşadığımız dağınıklığa son verebilir.. Özellikle İstanbul için seçimin iki parti arasında geçeceğini söyleyebiliriz.. Bu nedenle partilerden çok adaylar önemli olacak.. Adaylar, partilerin önüne geçecek.. Seçmen, partiden çok adaya bakarak kararını verecek.. Aslında ortada tuhaf bir durum var.. CHP de AKP de kendi tabanlarına hitap eden, o tabandan gelen aday çıkarırlarsa kendilerini baltalarlar.. Kazanma şanslarını en aza indirirler.. Siyasette hiç böyle bir durum yaşanmadı.. Düşünübiliyor musunuz? CHP sosyal demokrat ilkelere yüzde yüz bağlı, sol tandanslı bir aday çıkaramayacak.. Çıkarırsa yenilgiyi peşinen kabul edecek.. Partiler için de çok zor bir durum.. Gösterecekleri adayların parti kimliğiyle, varlık nedenleriyle örtüşmemesi söz konusu olabilir.. Seçimi kazanmak için AKP de CHP de bu 'acayip durumu' kabul etmek zorunda kalacak.. Çünkü İstanbul'da seçmen buna zorluyor..
|