| |
Kıbrıs'ın geleceğini seçimi kazanan belirlemeyecek..
PAZAR günü sandığa gidecek olan 140 bin seçmen, hem KKTC'nin hem de Türkiye'- nin geleceğini belirleyebilir mi? Hayır.. Ama yaratılan hava bu.. Muhalefet, iktidarı, özellikle Denktaş'ı AB'ye karşı olmakla.. Saltanatının sürmesi için kuzey Kıbrıs'ı dünyadan koparmakla suçluyor.. İktidar ise tam tersini.. Muhalefetin teslimiyetçi olduğunu, oyuna geldiğini, AB şemsiyesi adı altında Kuzey Kıbrıs'ı Rumlara satacağını iddia ediyor.. İki taraf için de suçlamalar ağır.. Ama şu belli.. Seçimi kim kazanırsa kazansın, istediği gibi at koşturamayacak.. Örneğin CTP Lideri Talat kazanırsa, Annan Planı imzalanıp, oldu-bitti yapılmayacak.. Eroğlu seçimi alırsa da Annan Planı çöp tenekesine atılmayacak.. AB'ye 'Ne haliniz varsa görün, biz kararımızı verdik' denmeyecek.. Sonuç ne olursa olsun, kararı Ankara verecek.. Bu nedenle seçimin, seçimden çıkacak sonucun fazla abartıldığını, gereğinden fazla önemsendiğini düşünüyorum.. Bakarsınız Denktaş ve ekibi seçimi kazanır, Annan Planı yine imzalanır.. Veya muhalefet seçimi alır, plan imzalanmaz, çöpe atılır.. Bunun seçimle, Kıbrıslı seçmenin iradesiyle bir ilgisi yok.. Bu iradeyi kullanacak yer Ankara'dır.. Ben bu nedenle seçimin siyasi sonucundan çok, yaratacağı toplumsal sarsıntıyı daha fazla önemsiyorum.. Çünkü Kuzey Kıbrıs resmen ikiye bölünmüş olacak.. Bu bölünmüşlüğü iktidar-muhalefet çekişmesi olarak göremeyiz.. Çünkü taraflar birbirini 'hain' sıfatıyla damgalıyor.. İktidar kazanırsa, muhalefet yanlıları geleceklerinin yok edildiğini düşünecek.. Tecrit edilmiş bir yaşama mahkum bırakılmanın isyanını yaşayacaklar.. Muhalefet kazanırsa, bu kez iktidar yanlıları Ada'- nın tekrar Rumlara teslim edileceği endişesini duyacaklar.. Her türlü direnci gösterecekler.. Ada'da bir süredir var olan bu hava, seçimle birlikte resmiyet kazanacak.. Sayıya dökülecek.. Hangi cepheden kaç bin seçmenin olduğu belirlenecek.. Ankara tavrını netleştirmeli.. Eğer kararını vermişse, seçimi etkilememek için sessiz kalıyorsa, seçim sonrası tartışmaların alevlenmesini beklemeden net bir ifadeyle açıklamalıdır.. Kim kazanırsa kazansın.. Beklemeden, vakit kaybetmeden yapmalı.. İzlenecek yol ve rotayı hemen ilan etmeli.. Türkiye'nın hedefi KKTC yüzünden sekteye uğrarsa, Türk ekonomisi herhangi bir şekilde darbe yerse, en büyük zararı yine KKTC görür.. Ada'da yaşayan Türkler görür. Kabul etmeliyiz ki KKTC dev bir hapishane görünümünde.. Dünya ile bağlantısı yok.. Dışa açılımı yok.. Türkiye'den her yıl 350- 400 milyon Euro gitmese iflas edecek.. Havlu atacak.. Bu, eli ayağı bağlanan, törpülenen Türkiye ile sürdürülebilir bir durum değildir.. Pazartesi günü benim gözüm Lefkoşa'dan çok Ankara'da olacak.. Gerçek karar merciinde..
|