| |
1.5 dakikada bir otomobil üretenler
ZAMAN zaman olur.. Güzel bir yere gitmek, iyi bir şeyler yemek, hoşça vakit geçirmek moral verir.. Dün Renault'nun Bursa'daki fabrikasını gezdik.. İnanın çok heyecanlandım.. İstanbul'a müthiş bir moralle döndüm.. Neden mi? Türkiye'nin gücüne de Türk insanının başarısına da bir kez daha tanık oldum da ondan.. Düşünebiliyor musunuz? Saatte 40 otomobil üretiliyor.. 1.5 dakikada bir otomobil.. Görmeden insanın aklı almıyor.. İyi ki böyle bir imkânı buldum, iyi ki bu dev fabrikayı gezdim..
Biraz anlatayım.. Fabrika turumuz presleme bölümünden başladı.. Makineler saç plakaları büküyor, şekil veriyor, kesiyor.. Önce 'Bu arka tarafıdır, bu üst kısmıdır' diye tahmin yürütmeye çalışıyorsunuz.. Biraz sonra bu parçalar birleştiriliyor.. Artık karşınızda bir otomobilin iskeleti var.. Asılı bir şekilde bantta ilerliyor.. Doğru boyaya.. İkinci durağımız motor bölümü.. Burada da aynı sistem geçerli.. Bana hiçbir şey ifade etmeyen metal parçalar, kısa süre sonra karşıma motor olarak çıktı.. Ardından birleştirme bölümüne geçtik.. Otomobilin altını düşünün.. Fren aksamıyla, balatalarıyla.. Bu bölümle iskelet dediğimiz üst kısım havada birleşti.. Evlendiler, bütün oldular.. Bu işlem, her 1.5 dakikada bir yapılıyor.. Onlarca otomobil peş peşe.. Bundan sonraki bölüm çok eğlenceliydi.. Lastikleri de takılan araçlar bir bandın üstünde sıra sıra ilerliyordu.. Bu yolculuk sırasında, uğradıkları her bölümde kimlik kazanıyor, kişilik kazanıyorlardı.. Stopları, farları, camları takılıyor, koltukları konuluyor, silecekler yerleştiriliyor.. Bir otomobilin peşine takılın, ağır adımlarla yürüyün, kısa sürede otomobilin otomobil olma öyküsüne tanık oluyorsunuz.. Çok heyecan vericiydi.. Bandın sonuna doğru aksesuarları da yerleştirildi ve bant bitti.. Bir işçi bandın sonuna gelen otomobilin kapısını açtı, şoför koltuğuna oturdu, kontağı çevirdi, gaza bastı ve gitti.. Evet, gitti.. Durdum, bekledim.. Peşinden bir başka otomobil daha geldi.. Bir başka işçi de onu alıp götürdü.. Bir daha.. Bir daha.. Fabrikada çalışanların yaş ortalaması 35.. En düşük eğitimli işçi meslek lisesi mezunu.. Bunun altı yok.. Durdum, izledim.. Büyük bir aşkla çalışıyorlardı.. Demek ki yaptıkları işi sadece sevmiyorlardı.. Yaptıkları işten gurur da duyuyorlardı.. 1.5 dakikada bir aracı hatasız trafiğe yollayabilmenin gururuydu bu.. Ülkemde böyle tesisler olduğu için ben de gurur duydum..
|