| |
Bakalım pirincin taşını kim, nasıl ayaklayacak..
KIBRIS'TAN gelen haberler hiç iyi değil.. Yarın seçim var.. Sandıktan, iktidardan çok siyasi kriz ve toplumsal çalkantı çıkması bekleniyor.. Çünkü Kıbrıslı Türkler ile Türkiye'den göç eden Türkler birbirlerine hiç iyi gözle bakmıyor.. İki taraf da söze 'hain' diye başlıyor.. Kıbrıslı Türklerin büyük çoğunluğu çözüm istiyor.. Bunun yolu Annan Planı ise oturup tartışalım, uzlaşma yolu bulalım diyor.. Türkiye'den göç edenler ise bu talebin, vatanı satmakla eş anlama geleceğini söylüyor.. Aralarında ortak hiçbir nokta yok.. Ada'da yaşayanlar karnıyarık gibi ortadan bölündü.. Bu nedenle tartışma, sandıkların açılmasıyla, siyasal iradenin ortaya çıkmasıyla bitmeyecek.. Büsbütün alevlenecek.. İktidar kazanırsa muhalefet 'Ne yapalım, sonuca saygılıyız' diyerek susup oturmayacak.. Peki ya muhalefet kazanırsa? Beklenen şu.. Önce siyasi kriz.. Sonra toplumsal bir sarsıntı.. Neden mi? Cumhurbaşkanı Denktaş, muhalefet kazanırsa hükümeti kurma görevi vermeyeceğini açıkladı.. Bu kararında ısrar ederse devreye Avrupa Birliği girecek.. Denktaş'a hatta Ankara'ya büyük baskı yapacaklar.. Denktaş'ın direnci kırılsa bile kriz bitmeyecek.. Bu kez Meclis ile Cumhurbaşkanı'nın çatışmasına tanık olacağız.. Bu çatışma toplumun her kesiminde yaşanacak.. Zaten var olan ama telaffuz edilmekten korkulan, bastırılmaya çalışılan Kıbrıslı Türkler ile Türkiyeli Türkler ayrımı, karşıtlığı, etnik bir düşmanlığa dönüşecek.. Karamsar bir tablo çizmeye çalışmıyorum.. Ama Ada'yı bekleyen tehlike bu.. Bu tehlikenin ayak sesleri seçimler boyunca sık sık duyuldu.. Güçlü biçimde duyuldu.. Kopenhag öncesinde ve zirve sırasında izlenen yanlış politika KKTC'yi bu noktaya getirdi.. Ortada bir plan var.. Kuzey'de yaşayanların bir kısmı plana karşı, bir kısmı destekliyor.. Peki aynı durum Güney'de yaşanmıyor mu? Rumların da büyük çoğunluğu Türklerle böyle bir anlaşmanın yapılmasına karşı.. Ama onlar böyle bir tartışma yaşamadı.. Evetçilerler, hayırcılar birbirlerini hainlikle suçlamadı.. Çünkü bu yolu biz tıkadık.. Planı baştan reddedince, müzakere bile edilmez bulunca, Rumlar da uslu çocuk rolünü oynadı.. Hala oynuyorlar.. KKTC'nin bu halini gördükten sonra, kamplaşmaya tanık olduktan sonra izlediğimiz politika doğrudur diyen çıkar mı? Denktaş 'Ben doğru olanı yaptım' diyebilir mi? Eğer derse, şu soruya da yanıt vermeli.. Bugüne kadar yanyana yaşayanlar neden birbirlerine 'hain' gözüyle bakıyor? Bu kin, bu nefret neden? Bu tohum neden atıldı, ne zaman atıldı? 14 Aralık seçimleri milattır.. KKTC'de artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.. İşin kötüsü ne biliyor musunuz? Böyle olacağı biliniyordu.. Bile bile lades dedik.. Bile bile bu ortamın oluşmasına davetiye çıkardık.. Bakalım pirincin taşını kim, nasıl ayıklayacak..
|