| |
Zarar veren gerekçe..
GEREKÇE düşündürücü.. Gerekçe endişe verici.. Gerekçe itham edici.. AKP milletvekilleri diyor ki.. "Dokunulmazlık zırhını çıkaramayız." Neden? Şimdi gelin gerekçelerine bakalım.."Türkiye'de hazırlık tahkikatını sürdüren emniyet ve jandarma yetkilileri yeterli eğitimi aldığı, yargı da istenilen düzeye geldiği zaman dokunulmazlık kalkabilir." Bu sözlerin anlamı; 'Yargıya güvenmiyoruz.. Hazırlık soruşturmalarının ciddiyetine inanmıyoruz.. Bu yüzden kendimizi güvence altında tutmak zorundayız' değil mi? Eğer böyle ise yandık.. Biz ne yapacağız? Bizim böyle bir zırhımız yok.. CHP'li Kemal Anadol çözümü bulmuş.. "AKP'nin bu açıklamasından sonra ya yargıyı tatil edelim ya da 70 milyon vatandaşı milletvekili yapalım" diyor.. Haklı mı? Haklı.. Milletvekilleri, hem de iktidar partisi milletvekilleri böyle bir gerekçenin arkasına sığınabilir mi? Bu ülkede binlerce dava görülüyor, yüzlerce hazırlık soruşturması yürüyor.. Tümünü itham altında bırakmak milletvekili sorumluluğu ile bağdaşır mı? Eğer komisyon raporunda altı çizildiği gibi bir sorun varsa, bunu düzeltmesi gereken yer yine Meclis'tir..
Şikayet edecek olan biziz.. Çözecek olan da onlar.. AKP'li milletvekilinin şu yaklaşımına hak verebilirim: Türkiye'de bir takım kurumlarda görev yapanların da dokunulmazlığı vardır.. Memurları yargılamak için de bazı makamlardan izin almak gerekir..O halde bu ayrıcalıklı duruma son vermek için, topyüken bir düzenleme yapalım.. Siyasetten başlamak sorunu çözmez.. Olabilir.. Ancak şunu da unutmamak gerekir.. Ne yazık ki Meclis bazı kişiler için cezadan kaçmak için sığınılan bir liman oldu.. En azından böyle gözüktü.. Belki bu yöntemi deneyen birkaç kişi var.. Ama bu birkaç kişinin yarattığı imaj, tüm siyaset kurumunu zedeler nitelikte.. Örnek mi? Fadıl Akgündüz.. Cezaevine girmekten kurtulmak için milletvekili olduğu tartışılmaz bir gerçek.. Dokunulmazlık zırhını giydiği için Türkiye'ye geldi.. Siirt seçimi iptal edilince de cezaevini boyladı.. Dokunulmazlık zırhının bu kadar kalın olması bu tür girişimleri de beraberinde getiriyor.. Demek ki ortada bir yanlış var.. Milletvekilleri başka kurumları 'yetersizlikle' suçlayarak bu çarpık durumu görmezden gelemez.. Çünkü var olan uygulama en çok kendilerine, içlerinde bulunduğu siyaset kurumuna zarar veriyor.. Kabul etmeleri gerekir ki, dokunulmazlığın kaldırılmaması için ortaya atılan gerekçe, haddi aşan, zarar veren bir söylem oldu..
|