| |
Artık AB ile siz-biz mantığına son verelim..
ŞUNU baştan kabul etmeliyiz.. Avrupa Birliği ile Türkiye yakınlaştıkça masaya yeni yeni sorunlar yatırılacaktır.. Kıbrıs'tan sonra Güneydoğu da AB sonuç bildirgesinde yer aldı.. Makroekonomik dengesizliklerin düzeltilmesi ve yapısal eksikliklerin giderilmesi istendi.. Bu talep normal değil mi? Normal.. Gelir dağılımı konusunda dengesizlik yok mu? Düzeltmemiz gerekmiyor mu? 'Evet'se.. AB sürekli yeni koşul üretiyor.. Sürekli bahane buluyor diye karamsar bir hava yaratmanın anlamı yok.. 2005 yılında tam üyelik görüşmeleri için masaya oturursak karşımıza dev klasörlerle gelecekler.. Yüzlerce belki binlerce koşul sıralayacaklar.. Ege gibi temel sorunu bir kenara bıraktım.. Eğitimin kalitesinden, sağlık hizmetlerinin yaygınlığına; gelir dağılımındaki adaletsizlikten, tarım kesimindeki nüfusa kadar birçok konu ele alınacak.. Türkiye'den bunları düzeltmesi istenecek.. O zaman da 'Sürekli bahane buluyorlar, bizi almamak için ellerinden geleni yapıyorlar' mı diyeceğiz? Her toplantıdan sonra AB bunu istedi, şu ifadeyi kullandı, şunu ima etti diye kendi kendimize söylenmekten vazgeçelim.. Artık Avrupa ile aynı dili konuşmaya başlayalım.. O dilin de ne ifade ettiği belli.. AB üyesi olmak için bir takım kriterler var.. Hemen hemen her konuda var.. Bunları yerine getiren, tam üye oluyor.. Bu kadar basit ve net.. AB'ye kızacağımıza hepimiz şu soruya yanıt vermeliyiz.. Bölgeler arasındaki gelir dağılımı farklılığı, makroekonomik dengesizlik bizi rahatsız ediyor mu? Ediyor.. Türkiye yıllardır bu sorunu çözmek için uğraşıyor.. Peki mevcut durum bizi rahatsız ediyorsa, düzeltilmesini istiyorsak, tartışıyorsak AB söyleyince niye kızıyoruz? Neden kendimize karşı tavır olarak görüyoruz? Yarın nüfus artışını da gündeme getirirlerse 'Bu kadarı da fazla, yatak odamıza bile karışmaya başladılar' mı diyeceğiz? Nüfus artış hızı yüksek değil mi? Doğum kontrolü için kampanyalar yapmıyor muyuz? 'Bu sorunları biz tartışabiliriz ama siz söyleyemezsiniz. Siz söylerseniz, içişlerimize müdahale sayarız' demeye hakkımız yok.. AB'ye girmek istiyorsak önce siz-biz yaklaşımına son verelim.. Zihniyetimizi değiştirirsek sorunları çok daha kolay çözeriz..
|