| |
Irak'ta maç bitti.. Ankara tribünde mi?
IRAK olayını çok önemsediğimiz. Saddam'ı gözümüzde çok büyüttüğümüz ortaya çıktı.. Aslında biz ilk günden beri önemsemeyi abartmışız.. Saddam'ın çöp-evde yakalanması, mezar büyüklüğündeki sığınakta saklanması, pejmürde hali bizi şaşırtıyor.. Çünkü gözümüzde öyle bir Irak portresi çizdik ki, kendi çizdiğimiz portre bizi bile korkuttu.. Saddam'ın da Irak'ın da güçlü olduğuna inandık.. Başından beri yapılan tüm tahminler boşa çıktıkça şaşırıyoruz.. Geçen yılın şu günlerini hatırlayın.. ABD saldırırsa Irak'ın büyük bir direnç göstereceğini, ABD askerlerinin Irak çöllerinde perişan olacağını konuşuyorduk.. Uzmanlar, Cumhuriyet Muhafızları'nı anlata anlata bitiremiyordu.. Üstüne üstlük bir de Özel Cumhuriyet Muhafızları vardı ki, bunlar Saddam'ı kolay kolay teslim etmezdi.. ABD çölü geçse bile, Bağdat sokaklarında yapılacak göğüs göğüse savaşı kazanamazdı.. Ankara 'Bu işe bulaşmayalım' dedi.. Saddam Adana'yı vurursa, Güneydoğu'ya kimyasal saldırı düzenlerse ne yapardık? Sonra.. Kuzey cephesini açmazsak, ABD askerlerinin çölü aşarak Bağdat'a girmesi imkansızdı.. ABD'yi durdurmanın tek yolu Kuzey cephesini açmamaktı.. Böylece hem Saddam'ı kızdırmamış olacaktık hem de savaşı önleyecektik.. Saddam ile, Irak halkı ile dostluğumuz pekişecek, ticaretimiz gelişecekti.. Bu senaryoya o kadar çok inandık ki, herkes savaşı konuşurken, Bakan Kürşat Tüzmen, Saddam'ı sarayında ziyaret etti, karşılıklı ticaret anlaşması imzaladı.. Sonrası malum.. ABD çölü altı günde geçti, Bağdat'ı bir günde aldı, Saddam'ın heykelini devirdi.. Çok önemli bir dirençle de karşılaşmadı..
Ağzımız açık kaldı.. Ortada ne Irak ordusu vardı ne Cumhuriyet Muhafızları ne de Saddam'ın fedaileri..
Hemen yeni bir senaryo yazdık.. Saddam direnişi örgütlüyordu.. Her gün onlarca ABD askerini öldürerek Amerikan kamuoyunun ayağa kalkmasını sağlayacak.. Kamuoyu baskısıyla Bush pes edecek, askerlerini geri çekecekti.. Irak'ta bombalar patladıkça senaryomuza daha fazla inandık.. Irak'ı yönetenler de Cumhuriyet Muhafızları da Kusay'ın sivil polisi de sırra kadem basmıştı.. İşin içinde bir bityeniği vardı.. Tahminimiz yine tutmadı.. Bombalı saldırılar etkili olamadı.. Saddam'ın beyin takımı tek tek yakalandı.. Oğulları Uday ve Kusay öldürüldü.. Sonunda Saddam da kendi mezarlığında bulundu.. Sonuç; yaklaşık 9 ayda Irak operasyonu bitti.. Yazdığımız tüm senaryolar fos çıktı.. Demek ki 300 yıl hükümranlığımızı sürdürdüğümüz toprakları hiç tanımıyormuşuz.. İngilizlerin cetvelle çizerek kurduğu Irak'ı gerçekten ülke zannetmişiz.. İşin kötüsü.. Her attığımız adımın doğru olduğunu savunup kendimize pay çıkarmasını da bildik.. Bununla övündük.. Tezkereyi reddederken kanlı savaşa karışmadığımız için mutluyduk.. Savaş mavaş olmayınca, hadi biz de asker gönderelim dedik, keskin bir U dönüşüyle tezkereyi kabul ettik.. Bu kez ABD biz olmadan Irak'a hakim olamaz diye böbürlenmeye başladık.. ABD, 'Irak'ta size tepki var, asker istemiyoruz' deyince de 'İyi oldu.. Hem ABD ile arayı düzelttik hem de askerlerimizi riske atmadık' diye sevindik.. Saddam yakalanınca 'Bu ne biçim diktatör' diye kızdık.. Sonuç şu: Irak'ta maç bitti.. Peki Ankara nerede? Tribünde mi?
|