kapat
06.03.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Aynamız; 3'üncü sayfalar!

Avrupa Birliği kapısında yıllardır bekleyen bizler acaba kendimizle hesaplaşıyor muyuz? Bizi içine bir türlü almamakta direnen, bin dereden su getiren AB'ye biraz haksızlık etmiyor muyuz? Hatta dürüstçe davranıp, "Ne hakla" diyebiliyor muyuz?

Bırakın ekonomik verileri; enflasyonu, işsizliği, krizleri... Topluma sosyolojik açıdan baktığımızda acaba hangimiz ürkmüyoruz? En basit açıdan gazetelerin 3'üncü sayfalarına baktığımızda hangimiz irkilmiyoruz?

* Kamyonların frenleri hep Türkiye'de patlıyor...

* Tüpgaz faciaları hep Türkiye'de yaşanıyor...

* Maçlardan sonra sadece Türkiye'de silahlar patlıyor ve sevinç uğruna insanlar öldürülüyor...

* Sadece Türkiye'de anneler çocuklarının üzerine kapıyı kilitleyip gezmeye gidiyor, sonra sobadan çıkan ateşle başlayan yangın küçücük bebeleri yakıp öldürüyor...

* Sadece Türkiye'nin en büyük kentinde mahalle kavgaları çıkıyor, sokağa çıkma yasağı ilan ediliyor...

* Töre cinayetleri yalnız Türkiye'de işleniyor...

Kısacası 'Türkiye gerçeği' her gün gazetelerin üçüncü sayfalarında dünyaya ilan ediliyor...

Bütün bu verilerden, izlenimlerden sonra Avrupa Birliği'ne sitem etmeye "Bizi neden üyeliğe kabul etmiyorsunuz?" diye küsmeye hakkımız var mı?

İşte; Türkiye'nin bütün bunları kabul edecek, dürüstçe halka söyleyecek ve her şeyi bir kenara bırakıp eğitimden başlayarak toplumu çağdaşlaştırma seferberliği ilan edecek ve ondan sonra toplumu layık olduğu kompartımana bindirecek bir lidere ihtiyacı var...

Doktorlara sorularım!
Doktorlara mecburi hizmet uygulamasını savunan yazım, büyük kentlerde keyif çatanları, torpille bir sağlık ocağına kapağı atıp gün boyu yatanları, özel muayenehanesinde para basanları rahatsız etmiş olacak ki; e-mail ve fakslarla tepkilerini yağdırdılar...

Ayağa kalkan bu hazretlere sesleniyorum; Ankara'daki sağlık ocaklarında kaç doktor görev yapıyor? Buralarda görevli bir doktor ayda kaç hastaya bakıyor? Örneğin İzmir Devlet Hastanesi'nde kaç doktor çalışıyor?

Bu rakamları bana ulaştırın tartışalım...

Evliya Çelebi!
Aylar önce "İstanbul'a bekleriz başkan" başlıklı yazım üzerine bana kırılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna'nın yaklaşık 2.5 yıl içinde belediye kasasından 21 kez yurt dışı gezisine çıktığı, 113 günü Türkiye dışında geçirdiği ortaya çıktı...

Gürtuna Almanya'dan Çin'e, Amerika'dan Brezilya'ya kadar birçok ülkeye uçmuş ve son olarak da çocukları ile birlikte 3 günlüğüne kaymak için İsviçre'ye gitmiş...

İstanbul gibi bir dünya kentinin belediye başkanı tabii ki gezecek, görecek... Bu kente daha çok dış yatırım yapılması, daha çok turist gelmesi için çaba gösterecek... Ama 3.5 ayı da yurt dışında geçirmeyecek... Bu hakkı ve lüksü kendinde görmeyecek...

Tabii ki bunlar Gürtuna'nın sadece yurt dışı gezileri, seyahatleri... Ya yurt içi geziler... İstanbul Valiliği'nden izin alınarak Ümit Özoral'a bırakılan vekaletler...

Ali Müfit Gürtuna, Valilik'ten alacağı "gezi döküm yazısı" ile birlikte hemen bugün bir basın toplantısı düzenlemeli ve kaç kez yurt içi ve yurt dışı gezilerine çıktığını, bunların hangi amaçları taşıdığını ve masraflarının hangi kaynaklardan karşılandığını açıklamalı...

Gürtuna'ya not!
İSKİ müteahhitlerinin sahil yolunun Şaşkınbakkal mevkiindeki rekreasyon alanı üzerine dağ gibi yığdığı 30 kamyon molozu görmek ister misiniz? İstanbul'da olduğunuz bir gün zahmet ediniz, gidip trilyonlar harcanan sahil düzenlemesinin nasıl moloz döküm alanı haline getirildiğini görünüz...

DİP NOT: Her sabah bu bölgede yürüyüş yapan Kadıköylüler yakında medyayı çağırıp protesto eylemi yapacaklar... Benden uyarması...

İstanbul=Türkiye
İstanbul'u alamayanın, Türkiye'yi alamayacağını ilk anlayan lider Devlet Bahçeli oldu... Ve Bahçeli'nin verdiği talimatla MHP il Başkanı Hasan Hüseyin Ceylan İstanbul'u almaya soyundu... Dilerim; aynı gerçeği diğer siyasi parti liderleri de anlar... Ve hatta bugünden büyükşehir belediye başkan adaylarını saptar...

Halkın sütunu

Milliyetçilik bu değil
Yöneticisi olduğum şirketin otobüsü 27 Şubat Çarşamba gecesi Gebze Terminali'ne giriyor. Asker uğurlamaya gelen yaklaşık 150 kişilik alkollü kalabalık gençleri omuzlara alıp havalara atıyor, davul-zurna sesine sarhoş naraları karışıyor. Otobüsü sallayan kalabalık daha sonra aracın içine girerek diğer yolcuları ve personeli tartaklıyor. Sonuçta; başından yaralanan şoför artık işini sürdürmek istemiyor... Muavinin başında 12 dikiş.. Otobüste milyarlarca liralık hasar... Bu milliyetçilik mi? Hepimiz onlardan daha milliyetçiyiz... Hepimiz seve seve askerlik yaptık... Halit Bozabalı

Fıkra

Falcı
Temel:
- O falciya itimadum yoktur...
- Neden?
- Kapisunu furduğumda içerden "Çim o!" diye sesleniy!...

Kırmızı kart
Esenler'de binlerce kişinin birbirine girmesine, bir kişinin öldürülmesine, 22 yıl sonra sokağa çıkma yasağı ilan edilmesine yol açan olayın nedenini 3 milyon liralık alacak meselesine indirgeyenlere...

Hay ağzını öpeyim!
Peşkeş edebiyatı yüzünden 15 yıldır özelleştirilemeyen kuruluşun devlete faturası 2 milyar 712 milyon dolar... (Sümer Holding Genel Müdürü Kadir Kanat)

ALKIŞ
"Tutuksuz yargılanırsa borçlarını ödeme imkânı artar... Bu da devlete yarar" diyerek Mahmut Ceylan'ı tahliye eden İstanbul 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ne...

Doğru SÖZ
Söz kalpten çıkarsa kalbe kadar gider...



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır