Kırca dört saatte nasıl Nebil oldu?
Konu "Bir Yudum İnsan" olunca Levent Kırca yine yaptı yapacağını! Bi güzel makyaj odasına daldı, Nebil Özgentürk ve Aziz Nesin oluverdi
Levent Kırca'nın kimlikler galerisinde gezintiye çıkmak, o "galeri"nin atölyesinde birkaç saat kalmak, işin büyüsüne tanık olmak... Evet.. Doğrusu kaç zamandır merak ediyordum.. Nasıl benzetebiliyordu bu kadar? Sadece benzetmekle kalmıyor, kahramanına olağanüstü espriler yüklüyordu bir de.. Çünkü seçtiği kahramanlara benzemesine, hatta "ikiz" oluvermesine o kadar alışmış ve kanıksamıştık ki.. Fakat bir de "onlara ne söyletecek acaba" diyorduk... Eeee.. Olacaktı o kadar.. Yıllar var ki yüzlerce kez makyaj masasına oturan, her kesimden, her nesilden ünlü ya da ünsüzün benzeri haline gelen Kırca, siyasetten iş dünyasına kadar, hayatın pek çok alanında "mask"ın, makyajın sınırlarını zorluyordu..
Ve biz de ahali olarak topyekün şapka çıkarıyorduk her hafta.. 16 yıldır o ünlü "Kimlikler Galerisi"nden geçmeyen kalmamıştı hemen hemen.. Daha doğrusu, ülkede "haftanın gafı, safı, kazı, siyasetçisi" kim varsa Kırca'nın makyaj odasında bitiyordu sıklıkla!.. Bir "ifade cambazı" olarak nitelenen Levent Kırca, tam 30 yıldır ekranlarda... Ekranların en sık yüz değiştiren adamı, belki de dünyada eşine az rastlanır bir makyaj ustası ve Binbir Suratı, Levent Kırca bu kez makyaj odasına "Bir Yudum İnsan" için girdi ve yıllardır başarıyla sürdürdüğü makyaj performansını bir daha, bir daha gösterdi.. Levent'te, sanayi mahallesinde, parodilerinin de çekildiği o ünlü Hodri Meydan platosunun makyaj odasında, dört saat sonra "Bir Yudum İnsan"ı takdim eden adam (!) oluverdi... Sonra, eline kalemi alıp, yanına da kitapları koydu ve geçti kameranın önüne, başladı anlatmaya; "Levent Kırca'nın hayat hikayesini izleyeceksiniz bugün.. İzleyin kardeşim, Kırca'nın ne kadar zor bir hayatı varmış görün, hüznü, coşkusu ve 30 yıllık ekran tecrübesiyle bir oyuncunun serüvenini anlayın" deyiverdi... Abartılar, kahkahalar, espriler derken, soyunup dökündü, saçını başını yoldu, yüzündeki macunu (softpati) çıkardı, boyaları, rimelleri sildi ve kendisi oldu!.. Yarım saatlik çay molasının bitiminde tekrar geçti aynanın karşısına ve bu kez Aziz Nesin'e dönüştü!.. (Beş saatlik bir işçilik sonucu tabii!) Bu benzetmeler için ustalık ve yeteneğin yetmediğini bir kez daha anlıyorsunuz.. Sahiden bir "derviş sabrı" gerektiriyor.. Anlatmak istediğimiz de bu "sabrın öyküsü" zaten.. Düşünsenize..
Kırca, geçiyor aynanın karşısına, bir de önüne fotoğraf koyuyor.. Ve bir ressam titizliğiyle yüzünü, saçını, başını boyamaya..
BİR YUDUM LEVENT
Pudralar birbirine karışıyor, spreyler saçılıyor, saçlar yapılıyor, rimeller sürülüyor, sınırlar zorlanıyor ve üç dört saat sonra görüyorsunuz ki, fotoğraftaki adamın yüzü Kırca'nın yüzüne taşınıyor yavaş yavaş.. Kırca bu süre içinde ne su içebiliyor, ne sigara, ne çay.. Hatta konuşmakta bile zorlanıyor! Konuşmayı çok seven biri olarak da en çok bundan yakınıyor.. Dudak ve yanaklardaki slikonvari malzemeler buna engel çünkü.. İşte bu yüzden "derviş sabrı" önem kazanıyor..
KIRCA'DAN İLK KEZ AZİZ NESİN
Hayat hikayesinin anlatıldığı "Bir Yudum İnsan" için makyaj odasına giren Levent Kırca ilk kez Aziz Nesin oldu. Tam beş saat süren makyaj boyunca karşısına aldığı fotoğrafa baka baka ve bir ressam titizliğiyle Nesin'in suretini yüzüne aksetti. Çok özel makyaj malzemeleri kullanan Kırca tam bir "derviş sabrı" içindeydi.
NESİN'E VEFA
Peki Kırca'nın yüzü nasıl oluyor da "tuval vazifesi" görüyor Kırca için.. Bu sorunun cevabı yok.. Cevabı olan tek şey var.. Levent Kırca'nın elleri çok maharetli, gözlemi fazlasıyla mükkemmel, oyunculuğuysa olağanüstü.. Aziz Nesin'e de vefalı..
Hayatını anlatan "Bir Yudum İnsan" için de hiç üşenmeden, yüreğini koyarak 12 saat makyaj mesaisine giriştiği için de kalender bir usta.. Sağol Levent Kırca.. Aziz Nesin'e dönüşen "suret"in için de.. Nebil Özgentürk "hal"in için de!
Nebil ÖZGENTÜRK
|