Bir "Ilgaz Meydan Muharebesi" yazdım; e-mail'lerin, telefonların, faksların haddi hesabı yok. Bu da tabii bizi yazının devamını getirmeye zorladı.
Seyircinin öncelikle garipsediği şu. BBG'nin birinci grup yarışmacıları tatillerini yapmışlardı. Onları Ilgaz'a götürmenin ne alemi vardı?
Ilgaz'da, Murat tüm nefretleri üzerine topladı. Bu yüzden de Eray, Murat'ı elediği an milyonlarca seyirci bayram yaptı. Murat, evden ayrılırken Eray'ın söylediklerini herhalde ömrü boyunca unutamayacaktır.
"Murat'ı sevmeyi isterdim, ama tanıdıkça sevemedim" diyordu Eray. Bu altı kelimeyle Murat'ı dövmekten beter ediyordu.
Murat, Melih ve Tarık, durmadan buraya arabayı kazanmak için değil, tatil yapmak için geldiklerini söylüyorlardı. Şimdi sorarım size. Arkadaşları ile tatile çıkanların, arkadaşlarının huzurunu bozmaya, sinirlerini germeye hakkı var mı?
Ilgaz tatili BBG Evi'nin bütün kirli çamaşırlarını bir bir ortaya döktü... Murat ile Melih'in iş ortaklığı varmış... Hülya, Melih ile birlikte olmuş... Melih, Hülya'nın kapısına dayanıp, ağlamış. Ne evmiş şu BBG Evi...
Ne demiş atalarımız: "Yiğitliğin onda dokuzu kaçmaktır". Edi de öyle yaptı. İkinci BBG evinin taçsız kralı, Ilgaz tatilinde dizginleri Eray'a verince, biraz karizması çizildi. Çareyi de atasözüne uyup, kaçmakta buldu.
"Orada Neler Oluyor"da en yadırgadığım şu oldu: Birinci, görüşme odasında. Öykü hanım hemen Doğa Bey ile birincinin arasında giriyor. "Şimdi" diyor, "eve bağlanalım, bakalım Eray kimi eleyebilir?" Sevgili Öykü, neden kafanı yorarsın, tahmin yaparsın. Bırak mikrofonu, Eray'a, Melih'e, kimi elediğini söylesin sana.