kapat
19.01.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 NET YORUM
 HYDEPARK
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 PAZAR SABAH
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Patron ABD, "Bize hayran oldu" öyle değil mi?

Son 70 yıllık basını şöyle bir tarasanız, en sık rastlayacağınız başlıklardan biri de, kesinlikle şu olur:

"Bize hayran oldular"...

Bir de tabii, kızdığımız ülkelere karşı gözdağı veren afur tafurlu başlıklar var:

"Hadlerini bildirdik", "Ters çıktık", "Sert yaptık", falan gibi..

Hazine'den geçinmelilerin yaşam cakasına göre biçimlenmiş, "kabuk bir devlet" modelinde; "Türk'e Türk propagandası" yapa yapa, ancak iri yalanlarla maskeleyebilirsiniz sinsi talanları...

Ve sonunda 20. Yüzyıl'ı da kepaze bir fiyaskoyla ıskalar, "yaşam kalitesi" açısından Yunanistan'ın bile 57 basamak altında kalırsınız...

Onca yazar, çizer, sanatçı ve düşünürün hayatlarını kahrederek, mümkün müdür çağın evrensel kriterleriyle bütünleşebilmek?

Son ABD çıkartmasından yansıyan bazı değişik haberler çekiyor dikkatimi. Örneğin Radikal'in dünkü manşeti şöyleydi:

"Ecevit, 'ABD gezisi olumlu' diyor ama IMF ikna edilemedi - IMF parayı geciktiriyor - IMF, Türkiye'ye verilecek kredinin kesinleşeceği İcra Direktörleri toplantısını 20 Ocak'tan Şubat başına kaydırdı. Devlet Bakanı Derviş de, 'arada bazı sorunlar bulunduğunu' itiraf etti"

Dünkü Milliyet'te de, "Bush'un gafı" başlığıyla şöyle deniyordu:

"ABD Başkanı, 'Türkiye'yi turizmde riskli ülke listesinden çıkardık' dedi. Ancak Türkiye, zaten bu listede yer almıyor"

Dünkü Hürriyet ise, gazeteci Neil King'in, THE WALL STREET JOURNAL'den bir haber - yoruma şu başlıkla yer vermişti:

"Türkiye, Amerika'dan elleri boş dönüyor"

Tufan Türenç de, dünkü yazısında şu bilgileri veriyordu:

"Amerika ile yıllık 7 milyar dolarlık alışveriş yapıyoruz. Biz onlara 3 milyar dolarlık mal satıyoruz, onlardan 4 milyar dolarlık mal alıyoruz..

Bir milyar dolar içerdeyiz.

Bu alışverişe silah dahil değil. Amerika'ya silah alımı nedeniyle birikmiş 5 milyar dolar borcumuz var. Silinmesini istiyoruz ya, bakalım.

... Amerika o kadar büyük bir ülke ki, dokunsa bizi abat eder.

Şunun için: Bu dev ülke yılda tam 1 trilyon 200 milyon dolarlık ithalat yapıyor.

Bizden aldığı mal bu ithalatın sadece ve sadece binde dördü ediyor..."

70 yıldan bu yana, politikacıların kamuoyuna yaptıkları övünmeli açıklamaların ötesindeki gerçekler, su yüzüne çıkamıyordu.

Dipteki gerçekleri ortaya çıkarmaya kalkanların ise, kellesi üstüne giyotinler iniyordu.

Küresel bir saydamlaşmanın gitgide hızlanması, Türkiye'yi de sarmalıyor ister istemez.

Hamaset şiirleriyle; yolsuzluklar, rüşvetler, üç kağıtçılıklar örtbas edilemiyor artık. Patron ABD de, bunların örtülmesini istemiyor zaten..

2020'ye kadar, daha ne akıl almaz rezaletler çıkacak ortaya göreceksiniz...

Bütün bu kakafonik yozlaşmanın orkestra şefleri kimler oldu acaba?

Hiç merak etmeyin, onlar da yavaş yavaş dökülecek ortalığa...

Dış dinamikler, Türkiye'nin 21. Yüzyıl'ı da ıskalamasına izin vermeyecektir. Ve doğal olarak da, içerdeki oligarşik yapıyla tepelerdeki egemenlerin pozisyonlarında bir aşınma başlayacak...

Global sermaye gelecekse, kendi kalite kadrolarıyla boy atmaya gelecektir içerde..

Kendi mesleğini evrensel kalitede yapma özeninde olanlar, şimdiye dek rastlanmadık bir düzeyde yaşayacaklar; kestirmeden zengin olma kurnazlığına odaklanmış olanlar, ekonominin gizli katran kazanları içinde eriyip gidecekler..

Biliyoruz, henüz pek anlayan yok ne demek istediğimizi... İlerde anlaşılır belki... Çünkü henüz, "bulan buluyor şekerim" ekonomisi noktalanmadı.

20. Yüzyıl'ın koşullanmalarıyla, "ulus-devlet" modelinden uzantılı siyasal demagojiler, artık bana ekşiyip küflenmiş bayat bir yoğurt gibi görünüyor.

Ulaşım hızının, şimdikinin dört katına çıkacağı ve İstanbul-Paris arasının yarım saate ineceği yıllarda; "başka Türkiye yok" edebiyatıyla nasıl kalınabilir ki ayakta?

Gönül, bir senteze gitmesini isterdi Türkiye'nin de; görünen o ki, bir füzyona gidiyor...



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır