kapat
13.11.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 HYDEPARK
 ANKETLER
 SİNEMA
 SANAT
 KİTAP
 MÜZİK
 TARİH
 GURME
 GEZİ
 OTOMOBİL
 YAT&TEKNE
 HIGH-TECH
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 CANLI
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Tuzağa dikkat!

Avusturya maçının rövanşı daha ilginç olacak. Şimdi "İlk maçın derslerini kim daha iyi değerlendirecek?" sorusu var. Türkiye'nin sıkıntısı şu: "Futbolda teknik sorumluluğun altına bilimsellikle girmiyoruz." Çünkü yapıda 'kadercilik' var, o hortluyor. Örnekleyelim:

1- Defansımız topu kovalarken rakibi de gözlemlemek gereğini hiç duymuyor. Savunmamız yan topta çakılı kalıp rakibi önden engellemediği için, Baur Okan'dan daha rahat bir pozisyonda beraberlik fırsatını kullanamadı.

2- Modern futbolda sınırsız, "Enerji tüketimi" ve devamlı "Hareketlilik" ilkesi var. Okan'ın devleşmesi bu prensipleri uygulamasındandır. Okan, top Tugay'ın ayağındayken aniden yanlamasına depar attı, top da ona doğru yönlenince golü yazdı. Bakıyoruz, başarılı fırsatların birçoğunda artık hareketlilik var. Ama biz özellikle Hakan'la bu ilkeyi eşletemiyoruz. Çünkü o çakılı oynuyor. Antrenör, onu hareketlendirecek top trafiğini sağlamalıdır.

3- Bugünkü futbolun bir tarifi de, "Bilimsel pasların dili" denilen kolektif yaratıcılığa endeksli. Şaşırtıcı paslar, özellikle verdiğiniz adamın topu başka bir yöne çevirmesi veya ayağıyla dokunmayarak sürpriz adama aktarması gibi örnekler taşıyor. Bizim takım bu silahları Avusturyalılar'dan daha az kullanıyor. Ayrıca bizim takım gol avantajı buldu mu, maçın üstüne de yatamıyor. İsveç maçında nasıl perişan olduğumuzu gördük. Ders almamışız. Avusturya maçında da bu paniğimiz son 15 dakikada türedi ve 6 dakikada biri direkten dönen, üçü de yürek hoplatan fırsata dönüştü. Bu, mantıksız bir panik ataktır. Bariç akıllı. Türkiye'yi panikletmek için saldırı taktiğini hemen açıkladı. Bizi kendi sahamızda korkaklaştırmak istiyor. Bunun altyapısı için Türk basınına açıklamalar yapıyor. Bu tuzağa alet olmamalıyız.

Yabancı (!) lejyonerler
4- Bariç, ilk maçta sağda 2-3 kişiyi geçip tehlike yaratan Lexa'yı 11'e alır. 3 kişi peşpeşe çalım yiyorsa, orada savunma örtüşmesinde topa giriş zamanlama hatası var demektir. Bunu önlemeliyiz.

5-Takımda "Yabancılık" çekenler var. Biri, dışarıdakiler; örneğin Almanya'da Leverkusen'de oynayan Yıldıray. Adeta misafir sanatçı gibiydi. Leverkusen'deki çabuk, mücadeleci ve yaratıcı Yıldıray nerede, Hakan'la iki kez verkaç yapamayan pasif Yıldıray nerede? Diğeri, Okan, Ümit gibiler. İnter'de bir maç evvel Okan sağ açıkta küskün ve lütfen top bekleyen adamdı. Ümit Davala da Milan'da sanki kendini yabancılaşmış hissediyordu. İkisi de "Pas verilirse oynarım" der gibiydiler. Onların ikinci sınıf düşüncelerle futbollarını nasıl frenlediklerini gördük.

6- Okan son maçta rakibin en teknik ve tehlikeli oyuncusu olan Herzog'un da dengesini bozdu. Aynı görevi bu kez kart görmeyecek şekilde sürdürmelidir.



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
HAFTANIN SOYLEŞİSİ
Nuriye Akman'ın bu haftaki söyleşisi için tıklayınız

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır