kapat
13.11.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 HYDEPARK
 ANKETLER
 SİNEMA
 SANAT
 KİTAP
 MÜZİK
 TARİH
 GURME
 GEZİ
 OTOMOBİL
 YAT&TEKNE
 HIGH-TECH
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 CANLI
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Kuşlar mı yaptı?

Terör de deprem gibi, unutmaya gelmiyor; tam rahat bir nefes alacağınızı sanırken bir yerden vuruveriyor.

Herkes işinde gücünde yuvarlanıp giderken, dünya yine New York'a bir uçağın düşmesiyle sarsıldı. Şu anda herkesin kafasında aynı soru: Acaba yeni bir terörist saldırı mı, yoksa kaza mı?

Amerikan televizyonları, uçağın düştüğü bölgenin kuşlarla dolu olduğunu ve bu kuşların daha önce de tehlike yarattığını haber veriyorlar.

Terör saldırısı ise, durum çok vahim. Çünkü 11 Eylül'den sonra alınan bütün önlemlere rağmen JFK havaalanından uçak kaçırılabildiği ortaya çıkacak.

Uçaktan ayrı olarak yere düşen motor, kaza olasılığını da akla getiriyor. Bu durumda Amerika düşmanları bu kazayı "Allah'ın laneti" olarak nitelemekte gecikmeyecekler.

Çünkü 11 Eylül'den iki ay, bir gün sonra; yine aynı saatte, yani sabah 9.15'te, New York şehrindeki binalara bir uçak çarpması, rastlantı sınırlarını çok zorluyor.

Hem de uçağın çarptığı yere birkaç kilometre ötedeki Birleşmiş Milletler binasında dünya liderleri toplantı yaparken.

Eğer bunların hiçbiri doğru değil de uçak, Amerikan gazetecilerinin anlattığı gibi kuşlar yüzünden düştüyse, yeni yorumlara ve efsanelere kendimizi hazırlamamız gerekiyor.

Dünyanın giderek güvensiz bir gezegen olmasından paniğe düşen kitleler, mutlaka hayal güçlerini zorlamaya başlayacaklar.

Kimi Alfred Hitchcock'un "Kuşlar" adlı filmini gündeme getirecek; yaşam alanları daraltılan kuşların intikamından söz edecek; kimileri de din savaşlarına gönderme yapacak.

Kuran'da ebabil kuşlarından sözedilir. Aklımda kaldığı kadarıyla "ebabile termihin bi hicaretin min sicciyl" denilerek ebabil kuşlarının gökten taşlar attıkları anlatılır.

Belki de Airbus'un motorunu koparan bir kuştur; kimbilir!

İster terör sonucu olsun ister kaza; şurası belli ki 12 Kasım'dan sonra dünya daha da zor bir yer haline geldi.

İnsanoğlunun dünya konukluğundaki konforu artıran uçak icadı, en korkunç silahlardan birisine dönüştü.

Uçakla kitle kıyımı yapılıyor; uçaklar düşüyor ya da tatbikat yapan orduların füzeleriyle vuruluyor; deli bir pilot tarafından okyanusun derin sularına gömülüyor.

Stefan Zweig, 20. yüzyıl başlarındaki gençliğin uçaklara bağladığı barış umutlarını aktarıyor. O gençler, uçak denilen icadın, dünyada savaş dönemini sona erdiğine inanıyorlarmış. Çünkü uçaklar sınırların çok üzerinden uçtuğu için artık toprak ve sınır kavramı değişmek zorundaymış.

Ne yazık ki haksız çıktılar.

Umut bağlanan uçaklar, önce bomba yağdıran savaş makinelerine dönüştü, sonra da suikast silahlarına.

Kaza ya da terör olması sonucu değişmiyor.



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
HAFTANIN SOYLEŞİSİ
Nuriye Akman'ın bu haftaki söyleşisi için tıklayınız

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır