kapat
13.11.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 HYDEPARK
 ANKETLER
 SİNEMA
 SANAT
 KİTAP
 MÜZİK
 TARİH
 GURME
 GEZİ
 OTOMOBİL
 YAT&TEKNE
 HIGH-TECH
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 CANLI
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
"Küçük" devlet, "büyük" devlet

Geçen hafta bir bakan şöyle dedi: "Türk devleti küçülmez, her zaman büyür." Anlaşılıyor ki, bazıları "devletin küçülmesi"nden hâlâ "manevi" olarak ya da "karakter" veya "rütbe" bakımından "küçülme"yi anlıyorlar. Yıllardır o kadar çok içi boş "büyüklük" nutukları, üstelik ülkeyi ve devleti gerçek anlamda küçültenler tarafından atıldı ki "büyüklük-küçüklük" kavramlarının kafa karıştırmasını doğal karşılamak gerek.

"Büyük devlet", çok fazla insana maaş veren ama hepsine de yetersiz maaş verebilen, ekonominin hangi alanında faaliyet gösteriyorsa o alanda "batan", halkın vergilerini çarçur eden, halka hizmet vermesi gereken temel alanlarda gerekli hizmeti veremeyen devlettir.

Devletteki taşıt ve makam araçlarıyla başlayan, dinlenme ve eğitim tesisleriyle devam eden "çarçur etme" örnekleri defalarca yayınlandı. Bütün gürültüye rağmen "kamu"nun her kesiminde araç sayısı azalmadığı gibi, arttı.

Seçim zamanı harıl harıl
İşlevini yerine getiremeyen, bütçesinin neredeyse yüzde 80'ini personelinin maaş ve ücretlerine harcayan "kamu" kuruluşlarının somut bir örneği olan Köy Hizmetleri'nin kaldırılması girişimi, Başbakanlıktan döndü. Bu da çok doğal. Köy Hizmetleri'nin normal dönemde köylere önemli bir hizmet götürdüğü pek görülmez, zaten personel giderleri dışında kalan bütçesi hizmet götürmeye imkân verecek bir bütçe değildir. Ama seçim dönemi geldiğinde Köy Hizmetleri önemli bir "propaganda" aracıdır, bağlı olduğu partinin bazı önemli kişilerinin seçim bölgelerinde hemen faaliyet başlar.

"Büyük devlet"in bir başka örneği de Ankara'daki "danışmanlar ordusu". Pazar günkü Radikal'de bu "ordu"nun dökümü yayınlandı:

Meclis Başkanı 30, milletvekilleri 443, Başbakanlık 121, Bakanlıklar 561, müsteşarlık ve genel müdürlükler (yaklaşık) 1.000. Ayrıca Ankara'da 117 merkez valisi "görev yapıyor". Bunlar kendilerine görev verilmeyen ve "bekleyen" valiler. Bakanlıklar ve bağlı kurumlarda tam dökümü bilinmeyen bir "görev" alanı da "Araştırma Planlama Koordinasyon uzmanlığı". Bakan ve bakanlıktaki üst yönetimler değiştikçe kadrolar değişiyor, görevden alınanları işten çıkarmak mümkün olmadığı için de bunlar, "APK uzmanı" kadrolarına aktarılıyor. Kendilerine iş verilmeyen, kendilerinden iş istenmeyen yaklaşık 3 bin kişiden oluşan bu danışman ordusu Ankara'da "durmakta"dır.

Küçülmenin birinci koşulu
Ankara henüz hantallığı ve israfı giderme anlamında devleti küçültmek yolunda bir adım atamıyor. Taraflar bu küçülmeyi, kendi güçlerinden kaybetmek olarak gördükleri için, Köy Hizmetleri olayındaki gibi halkın önünde çekişiyorlar.

Gerçek bir küçülme programının yapılabilmesi için Ankara'nın, "hassas dengeler" üzerinde duran ya da durduğunu zanneden bir siyasi yapıdan kurtulması, birinci koşul olarak ortaya çıkmaktadır.

"Her an seçim olabilir, ben de elimdeki imkânları kaybetmiş olarak bu seçime yakalanabilirim" korkusuyla davranan bir siyasi yapıyla ya da "devletin büyüklüğü ve küçüklüğünü" yanlış yorumlayan siyasilerle "gerçek büyük devlet" uzak bir özlem, safça bir iyimserlik olarak kalacaktır.



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
HAFTANIN SOYLEŞİSİ
Nuriye Akman'ın bu haftaki söyleşisi için tıklayınız

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır