kapat
13.11.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 HYDEPARK
 ANKETLER
 SİNEMA
 SANAT
 KİTAP
 MÜZİK
 TARİH
 GURME
 GEZİ
 OTOMOBİL
 YAT&TEKNE
 HIGH-TECH
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 CANLI
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
En büyük KİT

TABİİ ki Meclis'ten bahsediyoruz... 2002 yılı bütçesi 155 trilyon 407 milyara bağlanan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden...

Lojmanları, lokantaları, 180 aracı ile; kuaför, doktor, hemşire, güvenlik görevlisi, sekreter, şoförlerden oluşan 5500 personeli ve en önemlisi 550 seçilmişi ile Türkiye'nin en büyük KİT'inden...

Bu KİT'te çalışan torpilli personele gelecek yıl maaş olarak 97 trilyon ödenecek...

Milletvekillerinin cebine maaş olarak 29.1 trilyon, harcırah olarak da 1 trilyon 85 milyar girecek...

Durun daha bitmedi!

Saç ektiren, dişlerini porselene çevirten, kilolardan kurtulmak için rejime giren milletvekillerinin sağlık harcamaları için öngörülen rakam 3.6 trilyon lira...

Milletvekili dilediği hastaneye gitti, check-up'tan geçti ve varsayalım ki kendisinde vitamin eksikliği belirlendi... Yani vitamin alacak? Peki parası nereden çıkacak? Tabii ki Meclis bütçesinden... Bütçede milletvekillerinin ilaç alımı için ayrılan fasıl da 1 trilyon 260 milyar...

*
SON SÖZ: Milletine bir günlük maliyeti yarım trilyonu bulan bir Meclis'e KİT denilmez de ne denilir?

DOĞRU SÖZ
Rus'la yatan, AIDS'li kalkar...

Hay ağzını öpeyim!
TÜRK ekonomisi Varyag gibi dümensiz... Kamunun küçültülmesi gerekir... Bizim kamuyu beslememiz mümkün değil... Bittik, tükendik artık... (TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu)

Serbest kürsü

Gişede soygun!
Bolu-Gerede ücretli geçiş noktasında ustalıkla saklanan bir soygun düzeni mevcut...

Nasıl mı?

Küçük araçların sürücüleri 1 milyon 750 bin liralık geçiş ücretini ödemek için genellikle 2 milyon lira uzatıyorlar ve para üstü beklerken her zaman gişe memurlarından "Ya bozuk verin, para üstü için 250 bin lira yok" sözünü duyuyorlar.. Ve tabii ki "Yoksa kalsın" cevabını verip gidiyorlar.. Bu geçiş noktasından her gün binlerce aracın geçtiği düşünülürse elde edilen haksız kazancın boyutu anlaşılır.

Nazmi Karakoç

Fıkra

Falcı
"O falcıya itimadum yoktur" demiş Temel...

"Neden" diye sormuş arkadaşı...

"Kapisunu furduğumda içeden 'çim o' diye seslendi..."

Bu neyin anıtı?
Düzce depreminin ikinci yıldönümünde açılan bu anıt neyi simgeliyor?

Enkaz altında kalan 894 canı mı?

Azrail'in elinden son anda kurtarılan 4 bin 948 yaralıyı mı?

Halen prefabrik konutlarda yaşam mücadelesi veren 41 bin depremzedeyi mi?

Prefabrik okullarda ders gören 1500 öğrenciyi mi?

Çadırda faaliyet gösteren itfaiyeyi mi?

Naylondan yaptığı kondularda yaşam mücadelesi veren zavallı Düzceliler'i mi?

Yenisi inşa edilemediği için derme çatma prefabrik odacıklarda hizmet vermek zorunda kalan SSK Bolu Hastanesi'ni mi?

Susmayın beyler!
Bu anıtın neyi simgelediğini millete açıklamak zorundasınız! 100 milyar lira harcayıp dün törenle hizmete açtığınız bu anıtın depremzedenin yaşamına katkılarını mutlaka sıralamalısınız...

Yeter! Moral bozma!
ANKARA Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün bugüne kadar tek başına ana muhalefet partisi gibi çalıştı... Açıklamalarıyla, "Türk Lirası'na saygı" gibi kampanyalarıyla gündem oluşturdu... Halkın sözcüsü oldu...

Ama artık ölçüyü kaçırmaya, iktidara muhalefet edeceğim diye halkın moralini bozmaya başladı...

Neden mi?

Türkiye'de ekonomik krizin boyutunun dayanılmaz olduğunu hepimiz biliyoruz... Yüz binlerce kişinin işsiz kaldığını, esnafın dükkanını kapattığını, sanayicinin üretimini daralttığını hepimiz görüyoruz... Her gün bu gerçeklerle uyanıyoruz, bu gerçekleri yaşıyoruz... Her sabah gazetelerde "Battık!" manşetlerini okuyoruz...

Ve sonuçta bunalıyoruz! Toplum olarak moral verecek birilerini arıyoruz...

Ama ne gezer!

Her gün peşinde TV kameraları ile çarşı pazarı gezip halkın yarasını kaşıyan, üyeleri arasında yaptığı anketin sonuçlarını "Tüccar 2002'den de ümidini kesti" şeklinde açıklayan Sinan Aygün toplumu demoralize ediyor... Ankara Ticaret Odası Başkanı olarak yaptığı açıklamaları dinleyen herkes "Eyvah! Bu ülke bitmiş" diyor...

Yapma Başkan!

Reyting için, geleceğe yönelik siyasi planların için moral bozma!

Evlilik hali
* 6'ncı hafta: Bu yaz seni Venedik'e götüreceğim...

* 6'ncı ay: Tatilde Ankara'ya gitsek ne olur?

* 6'ncı yıl: Niye? Evin suyu mu çıktı?



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
HAFTANIN SOYLEŞİSİ
Nuriye Akman'ın bu haftaki söyleşisi için tıklayınız

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır